“Allah aşkına Recep Tayyip Erdoğan’ı geri getirin”

mektup

2004 yerel seçimlerinde Ak Parti’den Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olan Mücahit Can, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık bir mektup yazdı. Mektubunda Erdoğan’ın Kürt Sorunu’na bakışının ciddi anlamda değiştiğine değinen Can, “Allah aşkına, o bizden biri olan Recep Tayyip Erdoğan’ı geri getirin”

Sayın Cumhurbaşkanım…

Sizinle ilk defa yaptığımız özel görüşmenin sonunda memnun olacaksınız ki dönüşümde, memnuniyetinizin bir ifadesi olarak beni özel uçakla Diyarbakır’a göndermiştiniz. Ben de size arz ettiğim sorunlara göstermiş olduğunuz yaklaşımdan dolayı bu görüşmeden memnun ayrılmış ve memleketime umutlarla dönmüştüm.

Akabinde sandığa her gittiğimde oyumu Ak Parti’ye verdim. Cumhurbaşkanı seçiminde de yine oyumu size verdim. 7 Haziran seçimlerinde ise barajı aşsın, silahlar sussun ve siyaset konuşsun diye bu sefer oyumu HDP’ ye verdim. Ancak 1 Kasım seçimlerinde sandığa gitmedim. Çünkü hem sizin ve Başbakanımızın hem de HDP yöneticilerinin söylemlerinin ülkeyi zora sokacağını görüyordum.

Bana göre HDP, Kürt sorununun çözümü konusunda tarihin talih olarak kendisine sunduğu rolün gereğini yerine getirememiştir. Ve Türkiyeleşme, hatta ana muhalefet partisi olabilme fırsatını kaçırmıştır. Fakat asıl sitemim sizedir. Zira on dört yıldır ülkeyi siz yönetiyorsunuz.

Siz ki; ”Kürt sorunu benim sorunumdur, baldıran zehri olsa içer, yine de ben bu sorunu çözerim; Kürtler benim canım ciğerimdir…” diyordunuz. Ama şimdi, ‘canım ciğerim’ dediğiniz Kürtlerin ciğerleri yanıyor ve sorunların çözümü konusunda hiçbir umut ışığı gözükmüyor.

Siz ki; ”Diyarbakır’ı Ortadoğu’nun büyük yıldız şehri yapacağız…”diyordunuz. Ama şimdi bırakın yıldız şehir olmayı, şehrimizin ana rahmi sayılan Sur ilçemiz ve bölgemizde başka meskûn mahallerimiz, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde tankla, topla dövülüyor. Rüyamızda görseydik inanmazdık. Bu satırları yazarken bile (01.02.2016, Saat 07: 29) şehrimiz top sesleriyle inliyor.

Şu kadarını söylemekle yetineceğim: Küçük çocuklarımız top seslerinin korkusundan kekeme oldu. Şehrimizin maddi-manevi kaybı o kadar büyük ki, hepsini bu yazıya sığdırmak imkânsızdır. On dört yıl sonra geleceğimiz nokta bu mu olacaktı?

Neredeyse her seçimde Ak Parti’yi desteklemiş ve son olarak da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yine oyunu size vermiş biri olarak zat-ı âlinize sitemimle birlikte sorumu arz ediyorum: Sayın Cumhurbaşkanım, o sevdiğimiz, bizden biri olarak gördüğümüz ve sorunları çözeceğine inandığımız Recep Tayyip Erdoğan’a ne oldu?

Beni doğru anlamınızı umuyorum. Hayatım boyunca hep Türk-Kürt kardeşliğini savundum. Ölünceye kadar da, ‘Kürtler olmadan Türkler, Türkler olmadan Kürtler olamaz’ gerçeğini dile getirmeye ve birlikte yaşamaya mecbur olduğumuzu anlatmaya devam edeceğim. Asla partici değilim ve şiddete hizmet eden her türlü siyaseti nefretle kınayanlardan biriyim.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Rahmetli Özal’ın öngördüğü ve yapmak istediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümetleri sadece içeride Kürt sorununu çözmekle kalmayıp gerçek anlamda samimi duygularla dünyadaki bütün Kürtleri kardeş kabul ederek hamiliğini üstlenmeden, Irak, Suriye ve İran’daki Kürtlerin de sorunlarının çözümüne yardımcı olmadan ülkemize ve komşularımıza tam anlamıyla huzur gelmeyecektir.

Özetle…

Size oy vermiş biri olarak söyleme hakkını kendimde buluyorum. Yoksa size oy verdiğim için vicdan azabından kurtulamayacağım: Tanıdığımız, sevdiğimiz ve destek verdiğimiz Recep Tayyip Erdoğan’ı istiyoruz. Allah aşkına, o bizden biri olan Recep Tayyip Erdoğan’ı geri getirin. Geri getirin ki, yurtta sulh ve komşularımızda sulh olsun!

Saygılarımla,

Mücahit Can

 

kaynak: diyarinsesi.org

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat