Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası’nın araçsal bağımsızlığından hiç hoşlanmadığı sürpriz değil. Buna rağmen piyasalar Babacan’ın tıpkı geçmişte olduğu gibi bu kez de Cumhurbaşkanı’nı ikna edeceği ve Merkez Bankası’nın itibarını koruyacağı güveniyle, bu çıkışları siyasetin ayrılmaz bir parçası olarak görme eğilimindeydi.

Cumhurbaşkanı da bunu hissetmiş olacak ki,bu kez ipleri koparmaya kararlı. Umre seyahatinden verdiği demeçle  Başçı’nın  bağlı olduğu Bakan’la konuştuğunu belirtmiş ve ” Ama bakıyorum ki aynı durumdalar. Artık biraz kendilerine çeki düzen vermeliler” demiş. Bundan sonra Babacan ve Başçı biraz daha sabırlı olalım ve sessiz kalalım,bu da atlatılır diye düşünebilirler mi? Sanmıyorum. Çünkü onların sessizliğinin sebebi piyasaların kendilerine “yapmayın etmeyin,mahvoluruz” demesiydi. Zaten Cumhurbaşkanı’nın mesajının hedefi de piyasalardı. Güvenceniz Babacan değil diyordu.

Bundan sonra ne olur? Cumhurbaşkanı demecinde ne olmasını  istediğini açıkça söylüyor:

“Neymiş, enflasyonda beklenen düşüş olmamış. Birileri çıkıp farklı şeyler söylüyor. Ben de farklı şeyler söylüyorum. Ben mecbur muyum birilerinin söylediğini söylemeye? Ben diyorum ki faiz sebeptir enflasyon da neticedir. Bu da benim tezim. O ise enflasyon sebeptir, faiz neticedir diyor. Nereye bağlıyor, enflasyona bağlıyor. Eğer enflasyon düşerse faizi düşürecekmiş. Bu demek senin yanlış yolda olduğunun alametidir… Bu milletle, girişimciyle, yatırımcıyla dalga geçmenin anlamı yok.”

Şimdi gelelim bu gerginliğin piyasalara nasıl yansıdığına ..Yine böyle bir faiz indir sert uyarısı öncesinde, FED’in de hızlı faiz artırımına gitmeyeceği anlaşılınca iki yıllık tahvil faizi yüzde 7’nin altına inmişti. Merkez Bankası Ocak ayında faizleri 0.50 puan indirdi. Ama Cumhurbaşkanı tatmin olmadı.Kavga sürdü ve indirime rağmen faizler yüzde 8’i buldu. Son indirim 25 baz puan oldu ve kavganın  doruğa tırmanmasıyla faizler yüzde 9’a çıktı.

Bu kavga hem iç hem dış piyasalar tarafından izleniyor. Yurt dışından sendikasyon kredisi alan bankaların her faiz artışında teminatları eksiliyor. Bu eksik kalan kısmı kapatmaları veya yeni teminat vermeleri gerekiyor.Bu durumda likidite daha da daralıyor.  Sahi bu kavga piyasa faizi düşsün, yatırımlar artsın diye yapılıyordu değil mi ?..

Öte yandan  Merkez Bankası piyasa kontrolünü artık yitirmiştir. Bu saatten sonra alacağı kararların kredibilitesi sorgulanacaktır. Aynı zamanda itibarı da sorgulanacaktır. Kurların sürekli yukarıya gitmesinden daha kötüsü piyasalardaki volatilitenin artmasıdır. Tüketicisinden üreticisine,ihracatçısından ithalatçısına herkesi belirsizliğe mahkum eder.Belirsizlik aniden bastıran kalın sis perdesi gibidir. Yolda seyreden tüm araçlar aniden frene basar. Bu araçlarda seyahat eden tüm yolcular da birbirinin üstüne düşer…