“Bir yarbayımız şerefsizlerin gözüne batmıştır”

bahceli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, “Bir yarbayımız şerefsizlerin gözüne batmıştır. İşte AKP’nin yenilmiş Türkiye’si.” dedi.

İşte Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:

Türkiye namlunun ucunda seçim yapacaktır. Partimizin tüm kadroları bozguncuların oyunlarını, işbirlikçilerin senaryolarını bozmaya muhtedirdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam dört saati aşkın görüşmeden sonra 7 haziran genel seçimlerini yenileme kararı almıştır. Erdoğan en sonunda muradına ermiştir. Söz konusu karar Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bundan sonraki uygulamalar Anayasa’nın 114’üncü maddesiyle gerçekleşecektir. Erdoğan 7 Haziran sonuçlarını hiçbir zaman hazmedememiştir. Her fırsatta koalisyonu kötülemiştir. Her zemin ve ortamda siyasi partilere parmak sallamıştır. 7 Haziran genel seçiminin yenilenmesinin yegane sorumlusu, asıl suçlusu öncelikle Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu bilmek lazımdır.

7 haziran’ın üzerinden bir hafta bile geçmeden, türkiye’yi hükümetsiz bırakanlar ne tarihe ne de milletimize bunun hesabını veremezler diyen Erdoğan’dır. Bu sözlerin hemen akabinde tehdit yollu mesaj göndererek, “hükümeti kuramazlarsa sandığa gidilir. Bu erken değil tekrar seçim olur” diyen Erdoğan’dır. Siyasi partilerimiz üzerine düşen yapmazlarsa çözüm yine milletimizdir sözleriyle gizli niyetini ele veren Erdoğan’dır.

Erdoğan seçim hatırlatmasını ısrarla sürdürmüştür. Davutoğlu’na hükümet kurma görevi tevdi edilmeden altı gün önce, çözüm mercii yine milletimizin ta kendisidir ifadeleri Erdoğan’a aittir.

Erdoğan’ın şu sözleri çelişki olması şöyle dursun bizati geçmiş AKP’li iktidar yıllarının foyasını ortaya koyan ibretlik bir itiraftır “Bugün Türkiye’nin geçmişini tartışan değil , geleceğin inşası konusunda koalisyon hükümetine ihtiyaç var” Bu sözler Erdoğan’ı yalanlayan, örtülemez çarpıklıkları gözler önüne seren acı bir beyandır. Başbakan olduğu dönemde geçmişle uğraşan, tarihimize kara çalan Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir.

Davutoğlu bile boşa kürek çekmiş, türkiye’yi seçim limanına yanaştırmakla talimatlandırılmıştır. Davutoğlu, CHP’ye koalisyon kurma teklifini dahi götürmemiştir. Türk milleti 32 gün boyunca kandırılmıştır. Anayasa’da ön görülen 45 günlük süre sarayın gözetiminde israf edilmiştir. Terör yine azmıştır. Aralarında asker polis ve korucularımızın yer aldığı 62 vatandaşımız şehit düşmüştür. Suruç katliamında 32 kişi hayatını kaybetmiştir. Canlı bomba saldırısının ardından Türkiye kaosa sürüklenmiştir. Ortadoğu’nun ateşi vatan toprağına düşmüştür.

Koalisyon kurulmasıyla ilgili süreç işlerken hain saldırıların yoğunlaşması, peş peşe sözde özerklik ilanları titizlikle yorumlanmalıdır. Erdoğan Rize’de sistem fiilen değişmiştir derken, PKK doğu’da fiili durum yaratmakla meşgul olmuştur. Şehit aileleri feryat ederken gözyaşı sel olan annelere babalara AKP’liler istismar suçlamasıyla çamur atmıştır.

Yarbay Mehmet Alkan, şehit edilen kardeşi Ali Alkan’ın tabutuna sarılıp tepkisini gösterirken, saray yönlendirmeli AKP troller iftira yarışına girmiştir. Erdoğan şehit cenazesinde elini tabutun üzerine koyup “ne mutlu şehit anaları” nutkunu atarken mesele olmamıştır da, bir yarbayımız şerefsizlerin gözüne batmıştır. İşte AKP’nin yenilmiş Türkiye’si. Şehide kelle diyen ahlaksızlar, PKK’yı başımıza çıkaran hainler, öcalan’a özgürlük sözü veren siyasi çürümüşler, şimdi de şehit yakınlarını hedef almışlardır.

Dövizin fren tutmadığı, faizlerin yükseldiği bir dönemde AKP ülkeyi seçime sokmuştur. AKP seçim için yatırım yapmıştır. PKK askerimize polisimize kurşun sıkarken, Erdoğan vesayeti altındaki Davutoğlu seçimin alt yapısını kurgulamışlardır. Biz haram paraların villalarda sıfırlandığını duyduk da vatan sevgilerine sünger çekenleri yeni işitiyoruz. AKP yönetimi Türkiye’nin bahtını kapatan şer ittifakıdır. AKP yönetimi oyundur, tertiptir, tahriktir.

Bu aziz ülkenin AKP’den kurtulması da haktır. Yoksa iç savaş kapımızdadır, bölünme dibimizdedir. Kardeşin kardeşe silah doğrultması an meselesidir. Erdoğan her şeyi oldu bittiye getirmiştir. Cumhurbaşkanı’nın görevleri arasında seçim tarihini tayin yetkisi görülmemektedir. Peki Erdoğan bu cesareti nereden alabilmektedir? Davutoğlu ise görevlendirilecek bakanlar hakkında spekülasyon yapmaktadır.

Anayasa’da parti grupları ifade varken, bakan seçiminde doğrudan doğruya milletvekillerinin muhatap olduğunu neye dayanarak ileri sürmektedir? Bu dayatma nereye kadar sürecektir? Devletin egemenlik hakları ne zamandır 17-25 Erdoğan’ın pervasızlığına emanet edilmiştir? Türk milleti AKP’ye oy veren vatandaşların, tehlikenin farkında değil midir? Erdoğan iktidarı paylaşmamak amacıyla bir kez daha seçim demiştir.

Erdoğan pisliklerin hesabı sorulmaması için Davutoğlu’yla seçimi işbirliği yapmıştır. Bunun neresine demokrasi diyeceğiz? Beş gün içinde seçim hükümetinin kurulması anayasa’nın 114’ncü maddesindedir. AKP ile HDP’nin hasreti sonunda bitecektir. Kandil dönmelileri, maskeli PKK’lılar yönetecektir. Artık PKK’nın hükümete girmesine sayılı günleri kalmıştır. Koalisyon kurdurmayan Erdoğan HDP’ye kapı aralamıştır.

Biz başından beri AKP ile HDP’nin gerçek niyetlerinin anlaşıbilmesi için hükümet kurmaları gerektiğini söyledik. Bu olmazsa, AKP CHP koalisyonu konusunda ısrarcı olduk.

Tüm alternatiflerin tüketilmesini bekledik. Bu kapsamdaki sorumluluğun, çözüm sürecinde ortaklık kuran AKP ile HDP’ye, bu mümkün olmazsa AKP ile CHP’ye, AKP – CHP – HDP ortaklığına düştüğünü seslendirdik. AKP – HDP ile koalisyon alternatifini düşünmemiştir. Ama kader ağlarını örmüş, AKP ile HDP’yi bizce malum olan aynı çizgiye getirmiştir.

Davutoğlu’nun ne yapacağını kısa süre içinde herkes görecektir. 32 günlük sürede AKP ile CHP 50 saate yakın görüşme serisi gerçekleştirmiştir. Ne var ki partimizin olumlu desteklerine rağmen AKP ile CHP arasındaki toplantılar bir koalisyonu doğurmamıştır. AKP ile CHP Türkiye’yi kandırmıştır.

AKP sudan bahanelerle hükümet kurulmasına köstek olmuş, masayı devirmiştir. CHP de pişkince fiyasko olan görüşmelere katlanmıştır. Böylelikle AKP ile CHP arasında koalisyon ihtimali kalmamıştır. Bu aşamadan sonra Türkiye ya seçime girecek ya MHP’nin içinde olduğu bir koalisyonla karşı karşıya kalacaktı.

Pazartesi günü TBMM çatısı altında bir araya gelmişlerdir. MHP’nin seçimlerin tekrarına menfii tutumu belliydi. Azınlık hükümetine kapalı tavrı değişmemişti. MHP’nin AKP ile koalisyonda buluşabilmesi için, tavizi mümkün olmayan ilkeleri olduğu malumdur. İlkelerimiz ilan edilmiştir.

AKP dört şartımıza hayır demiştir. PKK’ya evet diyen AKP, MHP’ye yüzünü dönmüştür. Biz anayasanın ilk dört maddesine sahip çıkalım dedik AKP itiraz etti. Biz ihanet süreci bitsin dedik AKP karşı çıktı. Biz rüşvetçilerin yakasından tutalım 17-25 Aralık’ın hesabını soralım dedik AKP reddetti. Biz parlementer demokasiyi ve kuvvetler ayrımını koruyalım dedik AKP üç maymunu dedi.

İmralı canisinin 10 maddesine yeşil ışık yakanlar, MHP’nin dört maddesine hayır dedi.

Bize hayır diyen bir partiyle nasıl ortaklık kuralım? Onursuzca bir hükümet olmaktansa, şerefli bir muhalefet… Hırsızlar vakıflara sinmişken, hıyanetten yüzleri simsiyah olan zevat güvenceye alınmışken biz nasıl devlet yönetelim? Doğrudur Türkiye’yi namerde muhtaç etmeyiz dedik, gerekirse değil elimizi gövdemizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu söyledik. Şartlarımız kabul edilsin koalisyona varız dedik. AKP bunlara kulak asmadı. Çünkü Erdoğan’ın buyruğu böyleydi.

Gururla söyleyebilirim ki biz dimdik durduk eğilmedik. Biz koltuk için 46 yılın mirasını yağmalatmadık. Biz iktidar için Türk düşmanlarına payende olmadık. Bize hayırcı diye saldıran bir defa müfteridir. Bizim hayır dediğimiz ne varsa Türk milletinin hayrınadır. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben diyen MHP ne koalisyondan ne de iktidardan korktu. Ancak koalisyon kurulması için lazım olan asgari zemin AKP’nin gayretleriyle oluşturmadı.

Türkiye’yi yine dolaşacağız. Yine milletimize tercümanlık yapacağız. Erdoğan ve AKP’nin devlet gücünden mahrum olmamak için her provokasyona tevessül edeceğini iyi biliniz. AKP devletin her hücresine sindi. Bunu paylaşmamak için de her şeyi deneyecektir, dikkatli olun. Esasen AKP tüm yolları tıkamış tüm seçenekleri boşluğa mahkum etmiştir.

AKP olmazsa Erdoğan olmaz, AKP olmazsa Türkiye huzura kavuşur. Her imkanımızı devreye alarak çalışacağız. Yorulmayacağız, yılmayacağız. Yaşananları bir bir anlatacağız. Allah Türkiye’yi korusun, milletimizden rahmetini esirgemesin. Artvin’deki sel felaketinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza allah’tan rahmet diliyorum. Kayıpların karşılanmasını temenni ediyorum.

YSK’dan açıklama geldi. Seçimin tarihini 1 Kasım olarak ilan etti. Siz ne düşünüyorsunuz?
Recep Tayyip Erdoğan emretmiş onlar da yerine getirdi. Sayın Davutoğlu bazı partili isimlere teklif götüreceğini söyledi. Bunun milletvekili olması zorunluluğu bulunmadığını söyledi. Teklif gelirse, sizin tutumunuz ne olur? MGK toplantısı çağrınız yanıt bulmadı. Değerlendirir misiniz? Bizim partililerimiz değil, dava arkadaşlarımız var. Dava ne alınır ne satılır.

Olağanüstü toplantı acilen gerekiyordu. Onlar MHP dedi diye yapmadılar ama fazla da geçmedi 2 eylül’de toplanıyorlar.

Az önce Davutoğlu açıklama yaparken bir çağrısı oldu. Diğer sorum, bugün gazetede yer alıyor Baykal ile ilgili. Ben seçilseydim bir koalisyon oluşmuştu dedi.

Sayın Deniz Baykal olmasaydı, Erdoğan olmazdı, AKP iktidarı olmazdı. Davutoğlu’nun söylediklerini çağrı olarak kabul etmiyoruz.

Davutoğlu yaptığı açıklamada MHP ve CHP’den isim vermemesi halinde anayasa mahkemesinin iptal edebileceğini söyledi….
Oraya ihtimal vermiyorum. Çünkü seçim üzerinde aşırı derecede tartışmalar, bunu bir takım yalanlarla şekillendirmeler hem ülkemize demokrasimize zarar vermektedir. Sayın Davutoğlu üzerine düşen görevi yapsın yeter. Erdoğan’a da ‘gölge etme başka ihsan istemiyorum desin.’

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat