“Çözüm Süreci’nde yaz aylarında önemli bir noktaya gelinebilir”

akdoğan

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Çözüm Süreci ile ilgili yaz aylarında önemli bir noktaya gelineceğine inandığını belirtti.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “Her halükarda biz bu süreci yapacağız. Bu yaz aylarında önemli bir noktaya geleceğimize inanıyorum. Ama bu estirdikleri rüzgar, çok çözüm sürecinin lehine değil. Bunu yeniden değerlendirmemiz gerekecek” dedi.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Habertürk televizyonunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Akdoğan, HDP’nin barajı aşmaması durumunda Çözüm Süreci’ne dahil olup olmayacağının sorulması üzerine şöyle konuştu:

“AK Parti güçlü bir şekilde iktidar olursa, devam ederse çözüm süreci var. Bunu yapabilecek tek aktör AK Parti. Kim olmazsa bu olmaz sorusu sadece AK Parti ile cevap bulur. İmralı’ya gidenler arasında milletvekili olmayanlar da var. Bu süreç başladığında HDP barajı geçmiş, Meclise girmiş filan da değildi. Gerekirse HDP rol alabilir. Ama şu anda öyle bir makas değiştirdiler ve öyle bir iş birliğine gittiler ki bu Çözüm Süreci’nin hayrına olan bir iş birliği değil. Çözüm sürecinin ana aktörü olan AK Parti’yi hedef alan bir senaryonun parçası olmuş durumundalar.”

“Selahattin Demirtaş’ı parlatmaya çalışanlar acaba İmralı’yı nasıl devre dışı bırakırız hesabı içindeler” diyen Akdoğan, seçimden sonra AK Parti’nin çok hızlı bir şekilde çözüm sürecini canlandıracağını, hangi aktörlerle nasıl devam edeceğini oturup tekrar değerlendireceklerini kaydetti. Sürecin sabote edildiğini ve yanlış birtakım yollara saptıklarını dile getiren Akdoğan, “Her halükarda biz bu süreci yapacağız. Bu yaz aylarında önemli bir noktaya geleceğimize inanıyorum. Ama bu estirdikleri rüzgar, çok Çözüm Süreci’nin lehine değil. Bunu yeniden değerlendirmemiz gerekecek” dedi.

Abdullah Öcalan’ın “PKK toplansın, silah bırakma kongresi yapsın” çağrısı ile HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığı “Önümüzdeki günlerde yapılacak açıklama, çok büyük gelişmelere yol açacak gibi kimse beklenti içine girmesin, rutin devam ediyor” şeklindeki açıklamasını hatırlatan Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu ne demektir? Bu değersizleştirmek demektir. O mesajı ve muhtevayı değersizleştirmek demektir. 3 hafta boyunca neden Öcalan’ın mesajını açıklamadılar. Kandil ayak diredi. Silah bırakmak istemiyordu. Çözüm Süreci çok iyi bir noktadayken sen niye insanları sokağa dökersin? Neden bir kalkışma denemesi yaptırırsın? Bunların hepsi süreci zehirleyen şeylerdir. Bundan dolayı ben bir makas değişikliği olduğunu düşünüyorum.”

Demirtaş’ın “PR objesine dönüşmüş” durumda olduğunu vurgulayan Akdoğan, “Diğer partiler para veriyor, reklam filmi oynatıyor. Onlar, özel bir PR objesine dönüşmüş durumda. Adeta oyun hamuru gibi yoğurup duruyorlar. Bu Tayyip Erdoğan’a karşı bir hamle gibi görülüyor ama İmralı’ya karşı kullanıyorlar. Bunlar hiçbir zaman çözüm sürecinin dostu çevreler olmadı” ifadelerine yer verdi.

Çözüm Süreci’ni hangi aktörlerle sürdüreceklerini seçimden sonra değerlendireceklerini tekrar eden Akdoğan, “Çünkü HDP’nin bu girdiği yol ve yaklaşım üzerine ciddi bir güven sarsılması var. İlla milletvekili olmaları gerekmiyor. Bunu biz değerlendiririz. Bu konuda tek somut projesi, vizyonu olan AK Parti’dir ve bunu yaparız” şeklinde konuştu.

Akdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Eğer senin barajı geçmen başka bir senaryonun parçasıysa, sen ‘hükümeti bir şekilde devirip Türkiye’de yeni bir kaos çıksın, vesayet düzeni kurulsun ve Çözüm Süreci bitsin’ isteyen bir yapının projesi olarak öne çıkıyorsan, ben barajı geçmeni eleştiririm. Ben bir siyasi partiyim. Benim amacım daha çok oy almak ve anayasayı yapan çoğunluğa ulaşmaktır. Bu da gayet doğal. Eğer bu yapı bir tarafta silahlı bir örgüt var, bir tarafta siyasi bir parti var. Bunlardan bir tanesi aşağı gider, örgüt silah bırakır o zaman dersin siyasi parti yükselsin. Ama ikisi birden yükselmeye çalışırsa ciddi bir sıkıntıdır. Siyaset kurumu şantaja açık hale gelir. Sen yüzde 9’u geçtin 45 gün sonra insanları sokağa döktün. Yüzde onu geçersen aynı şeyi yapmayacağının, bir tehdit unsuru olarak örgütü kullanmayacağının garantisi var mı?”

Köy muhtarlarının tehdit edildiğini, vatandaşlara tehdit mektupları gönderildiğini, AK Parti mitinglerine giden vatandaşların yollarının kesildiğini ve AK Parti adaylarına saldırılarda bulunulduğunu anımsatan Akdoğan, “Hükümetsiniz gereğini yapın” şeklinde bunların karşılandığını dile getirdi. Akdoğan, “Ortada mühürlü, damgalı mektuplar var. Açılan davalar var. İsim verecek değilim. Neticede can güvenliği var. Ortada ceberrut, terörist bir örgüt var. Buna karşı vatandaşımı niye ortaya atayım. Bunun gereğini devlet yapıyor. Devlet vatandaşını kimseye ezdirmez. Sen dağda devleti dize getiremedin şehirde mi dize getireceksin” diye konuştu.

Kandil’in iki günde bir açıklama yaptığına dikkati çeken Akdoğan, “O zaman senin güçlenmeni demokrasinin güçlenmesi olarak görmüyorum. Kandil’in amaçlarına hizmet eden bir oyunun parçası olarak görüyorum. Bunu görmekle de son derece haklı olduğumu düşünüyorum” dedi.

HDP’ye “Kandil’e senin bu baskına ihtiyacım yok” demesi yönünde çağrıda bulunduğunu hatırlatan Akdoğan, “Yapmadılar. O zaman çık vatandaşa de ki bu Kandil’in dediklerine aldırış etme de. Böyle bir çağrı yap. Güneydoğu’da baskı üzerinden güç devşirmeye çalışıyorlar. Batıda da medya patronları, sermaye ağaları onu beyaz Türk sınıfına çıkarttı. Bir PR objesi olarak parlatmaya çalışıyorlar. Bu bir paradokstur. Bu uzun sürecek bir şey değildir. Bunu gördük, nasıl 45 günde makyajı döküldü” ifadelerini kullandı.

Demokratik siyasete, siyasi çözüme ve siyasi yapılarının güç kazanmasına inandıklarının altını çizen Akdoğan, “Ama bir şekilde aba altından sopa göstereceksin, kuzu postuna bürünmüş kurt olarak devam edeceksen, bir örgütün vesayeti altında olacaksan, ben senin güçlenmeni demokrasinin güçlenmesi olarak görmem” şeklinde konuştu.

Türkiye partisi olma söylemiyle yola çıkan HDP’nin marjinal sola savrulduğunu kaydeden Akdoğan, “Hala orada bir örgüt var varlığı demokrasiye tehdit. Türk askerine kurşun sıkıyor. Karakollara taciz ateşi sıkıyor. Türk askerini kaçıran bir örgütün uzantısı olduğun zaman mı Türkiye Partisi olacaksın? HDP bu süreçlerde önemli roller oynayabilirdi ama bunu ziyan etti, boşa çıkardı” dedi.

Ankara mitinglerinde kalabalık bir kitleyle karşılandıklarını belirten Akdoğan, caddelerde kilometrelerce insan seli olduğunu söyledi.

Diğer partilerin ortalıkta olmadığını, muhalefetin siyasi ideolojilerini arka plana atan kampanya yürüttüğünü dile getiren Akdoğan, “Bunun birçok sebebi olabilir. Bunlar birbirlerine hiç dokunmuyorlar, eleştirmiyorlar, aralarında bir rekabette yok. Ciddi bir el altından çünkü iş birliği ve ittifak görüntüsü var. Adayları çıkarsa siyasi ideolojileri ve siyasi kimlikleri ortaya çıkacak. Adayların olumsuzlukları öne çıkacak, bunların arasında elektriklenme olacak buna fırsat vermemek için hepsini geri plana çekmiş durumdalar. Popülist vaatler, reklam kampanyaları üzerinden giden bir çalışmaları var” diye konuştu.

Seçimlerin vatandaşa gitmenin vesilesi olduğunu, bunu her fırsatta yaptıklarını anlatan Akdoğan, salondan sokağa çıkabilmenin siyasetin olmazlarından olduğuna vurgu yaptı. Akdoğan, iktidar olarak sokaklarda olduklarını, muhalefetin sokağa çıkmakta zorlandığını belirtti.

Akdoğan, şu anda bir oyun oynandığını, siyasi kavga olduğunu ve vatandaşın bunu gördüğünü söyledi. Ekonominin belirleyici faktör olduğuna dikkati çeken Akdoğan, vatandaşın geleceğe dair umutlar konusunda AK Parti’den beklentisi olduğunu kaydetti.

Çözüm Süreci’ne ilişkin açıklamalarda bulunan Akdoğan, vatandaşın AK Parti’ye güvendiğini, sorunu çözeceğine dair inancının olduğunu vurguladı.

Vatandaşın, “Akan kan dursun çocuklarımız böyle bir sıkıntıyla karşılaşmasınlar, Türkiye’nin bütünlüğü, geleceği açısından bu sorunlardan kurtulalım” diye düşündüğünü ifade eden Akdoğan, bunun gereğini yapmanın da kendilerine düştüğünü belirtti.

Akdoğan, mitinglerin, reklam kampanyalarının seçim sürecinde olması gerektiğini, pozitif etkileyeceğini ama seçimin kaderini belirleyen bir gösterge olmadığını söyledi. Güven ilişkisinin 10-15 gün içerisinde olmadığını, seçmenin on yılda yapılanlara baktığını belirten Akdoğan, şunları kaydetti:

“Siyaset demek bir mücadele vermek demek, bu mücadelede baştan sona bir tarihi hikaye var. Onu bilmek ve görmek gerekiyor. AK Parti kuruldu, ne oldu? Hemen birtakım mekanizmalar harekete geçti. Refah Partisi iktidara geldiğinde de geçmişti, Karalama kampanyası, irtica. Muhalefete şunu sormak lazım. Sen 12 yıl bir sakız çiğnedin. İrtica geliyor, laiklik elden gidiyor. Ne oldu birden bire bıraktın onu, makas değiştirdin, şimdi başka bir hikaye anlatıyorsun. Ama o dönemde AK Parti’ye yapılmadık bırakılmadı. Gizli gündem, takiye, Türkiye İran mı oluyor. Arkasından e-muhtıra, kapatma davaları. İktidardaki partiye, yüzde 50 oyu olan bir partiye kapatma davası açıldı. Sokak isyanları, partiler arasında ittifak. Tarihi bir hikaye var, bunu görmek gerekiyor ki bugün tabloyu biz doğru anlayabilelim.”

Bugün bakıldığında yeni bir senaryo ve plan olduğunun anlaşıldığını ifade eden Akdoğan, “AK Parti’yi başından beri devirmeye çalışan bu anlayış yeni bir senaryo ortaya koydu. Bunun baş aktörü de şu anda HDP. HDP’yi seçime soktular, şimdi barajı geçirtmeye çalışıyorlar. Diyorlar ki barajı geçerse belki hükümet olamaz AK Parti, AK Parti devrilir. Bunun üzerine bir hesap yapılıyor. Başından beri AK Parti’yi devirmeye çalışan o vesayetçi odaklar, darbeci yapı Çözüm Süreci’nin de düşmanı olan paralel çete, paralel yapı bu anlayış böyle bir kaos planına tutulmuş durumda” diye konuştu.

Akdoğan, şöyle devam etti:

“Sen öyle bir iş birliği yapıyorsun ki, sen bu adamın 10 yılda yapıp ettiği ne kadar olumsuzluk var, senin şikayet ettiğin ne varsa bu yapı yapmış ve Çözüm Süreci’nin düşmanı bu yapı. Sen bununla bir ittifak ilişkisine giriyorsun. Bizim eleştirdiğimiz bu, yoksa münferit şahısların gelip sana oy vermesi ister sana verir ister başkasına verir. Zaten bir oy gücü yok bunların. Ama böyle bir ilişkiye girmek onların senin üzerinden bir şey yapmaya çalışması bizim eleştirdiğimiz bu. Senin varlığına karşı olan, kapatılmana sebep olan o zihniyet bir yapı var, vesayetçi odaklar. Sen bunlarla nasıl iş birliği içine giriyorsun, Çözüm Süreci’nin düşmanı olan bir yapı var sen bununla kol kola giriyorsun. Burada bir tenakuz, paradoks var. Biz bunu eleştiriyoruz. Kaos planı bunun üzerine kuruldu, AK Parti’yi devirmek için enstrüman olarak kullanabilir miyiz? Onların tek derdi hükümet kurulamasın, AK Parti düşsün, Türkiye bir kaosa sürüklensin.”

HDP’nin kendi varlığına Çözüm Süreci’ne düşman olan bir yapıyla iş birliği içine girmesinin mantıksız olduğunu ifade eden Akdoğan, “Şunun için iş birliğine giriyor. Siyasi türbülans olursa kriz olursa buradan acaba, bu aslında PKK’nın hedefi, nasıl bir özerklik ilan edebilir miyiz, bir kantonlaşmaya gidebilir miyiz? Bu PKK’nın siyasi hedefidir, HDP’nin söylediği. Bu yüzden eleştirimiz var, yoksa mesele bir partinin barajı geçip geçmemesi değil, bu milletin karar vereceği bir konudur” dedi.

Akdoğan, 8 Haziran’da önceliklerinin yeni anayasa ve Çözüm Süreci olduğunu, bunu da AK Parti’den başka partinin yapamayacağını kaydetti.

AK Parti’nin ciddi bir yüzdeyle iktidar olacağını, hiçbir partinin de koalisyon kuramayacağını dile getiren Akdoğan, HDP ve CHP’nin aynı kafa yapısında, sol çizgiden gelip sol olmayı beceremeyen ulusalcı, etnik milliyetçi çizgide olduğunu belirtti.

Akdoğan, erken seçim konularını konuşmanın Türkiye’ye çok şey kaybettireceğini, zarar vereceğini vurguladı.

Dolmabahçe’de HDP heyetiyle Çözüm Süreci’nin konuşulmasının hatırlatılması üzerine Akdoğan, Çözüm Süreci bağlamında birtakım mekanizmalar olduğunu, HDP ile de temaslar bulunduğunu belirtti. Görüşmelerin Başbakanlık makamında defalarca yapıldığını anımsatan Akdoğan, o gün Dolmabahçe olmasının özel planlanmış bir şey olmadığını, rutin bir görüşme olduğunu söyledi.

Dolmabahçe’de görüşmelerin yapılmasının tamamen o günkü şartlarla ve tesadüfen oluştuğunu anlatan Akdoğan, “Yoksa böyle bir fotoğraf verelim, büyük bir hadiseye dönüşsün anlamında yapılmış bir şey değildi” ifadesini kullandı.

HDP’yi Çözüm Süreci bağlamında eleştirdiğini belirten Akdoğan, “HDP, Çözüm Süreci bağlamında ana aktör olan AK Parti’yi, sürecin baş mimarı olan Tayyip Erdoğan’ı karşıya koydu, hedefe koydu. Onu devirmeye dönük bir senaryonun parçası olarak kendisini kullandırtıyor” dedi.

(Kaynak: AA)

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat