Ankara’da bu iddia konuşuluyor. İktidar Partisi , Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV’ye el koymaya mı çalışıyor? Sosyal medyada dile getirilen ve fısıltı halinde dolaşan iddiayı Zaman Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Ekrem Dumanlı’da gündeme taşıdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile Yalova Milletvekili Muharrem İnce’de aynı iddiayı dile getirdi. İnce “Operasyonun amacını herkes biliyor. Türkiye’de
herkes Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonunayapılanların amacın ne olduğunu biliyor. Geçmişte el koydukları gazeteler, televizyonlar vardı. İktidarın borazanı olacaktı, olmuşlardır. Bugün de yapılmak istenen; bu yapılara el koyup
kendi borazanları yapmak istemektedirler.Hukuksuzluktur, doğru değildir, yakışmamıştır. Ama millet bunların farkındadır, hiç kimse merak etmesin.” ifadelerini kullandı. Tanrıkulu, konu hakkında Meclis’e soru önergesi verdi.
Zaman Gazatesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı,, Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan BM Genel Sekreteri BanKi moon’a,
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin
Schulz’a, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden Freedom House’a, iş dünyasından STK
temsilcilerine kadar birçok isme gönderildi. İki makale ve bir haber sebebiyle
suçlandığını söyleyen Dumanlı, “Türkiye’de bütün medya kuruluşları ve ticarî
şirketler tehlike altında. Basın özgürlüğü ve fikir hürriyetinin ayakta kalabilmesi için
demokrasiye, medya özgürlüğüne ve evrensel hukuka inanan sizlerin desteğini
bekliyorum.” ifadelerini kullandı.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın mektubu şöyle:: “14 Aralık günü gazetemi
de hedef alan medya operasyonuyla 120 saat gözaltında tutulduktan sonra hiçbir
somut delil bulunmadığı için serbest bırakıldım. Hakkımda yapılan suçlamanın
gazetecilik olup olmadığı tartışıldı.Youtube‘da yer alan mahkeme salonundaki
savunma görüntülerim açıkça ispat ediyor ki, ‘iki köşe yazısı ve bir haber’ nedeniyle
suçlanıyorum. Hâkimin ‘Evet, iki yazı bir haberden dolayı yargılanıyorsunuz’ ifadesi
ortaya koymuştur ki, bu soruşturma basın özgürlüğünü doğrudan hedef almaktadır.
Şu anda adli kontrol ve yurtdışına çıkış yasağı şartıyla serbest durumdayım. Ancak
savcı, tutuklanmam yönünde itirazda bulundu. Bu arada sosyal medyada önceki
birçok iddiası gerçek çıkmış kaynaklara göre,
1- Devletin en tepesinden hâkimlere ‘Ekrem Dumanlı’yı tutuklayın’ şeklinde emir
verildi. Asılsız mektuplar bahane edilerek ‘tutuklayın’ emri yerine getirilecek.
2- Asılsız ihbar mektupları ile gerçekleştirilecek tutuklama sonrası, Zaman
grubuna ve STV yayın grubuna el konulacak ya da kayyum atanacak. Bu hileli yolla
özgür medyanın bir bölümü daha siyasi iktidarın doğrudan kontrolüne geçecek.
Yukardaki ürpertici iddialar, Türkiye’deki hukuksuzluğun hangi boyutlara ulaştığını,
siyasi iradenin istediği an bağımsız medya gruplarına ve şirketlerine bu tür baskıları
nasıl reva görebileceğini ortaya koymaktadır.
Türkiye’de bütün medya kuruluşları ve ticari şirketler artık tehlike altındadır. Basın
özgürlüğü ve fikir hürriyetinin ayakta kalabilmesi için demokrasiye, medya
özgürlüğüne ve evrensel hukuka inanan sizlerin desteğini bekliyor, saygılar sunuyorum.”
Kimlere gönderildi?
Söz konusu mektup, BM Genel Sekreteri Ban-Ki Moon, Avrupa Parlamentosu
Başkanı Martin Schulz, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker,
Avrupa Parlamentosu grubu bulunan siyasi parti liderleri, Avrupa Parlamentosu
Türkiye Raportörü Kati Piri’nin yanı sıra TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve parti
genel başkanlarıyla, basın meslek kuruluşları, TÜSİAD, TOBB, TUSKON gibi iş
dünyasının önemli çatı kuruluşlarına gönderildi.