“Keşke biz siyasi partiler bir çözüm bulsaydık”

ahmetdavutogly

Başbakan Ahmet Davutoğlu Ankara’da açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularının cevapladı. Davutoğlu konuşmasında, “Kılıçdaroğlu’na görev verilip verilmemesi Cumhurbaşkanı’nın takdiridir” dedi.

İşte Davutoğlu’nun konuşmasından satırbaşları:

7 haziran seçimleri çok çarpıcı bir tabloyu ortaya koydu. Ak Parti olarak az bir marjla tek parti iktidarını kaçırdı. Geçmişte de koalisyon hükümetleri oldu ama orada daha parçalanmış bir tablo vardı. Ve koalisyonun kendi içinde mantığı vardı.

İki ayı geçen bu süre içinde olgun bir şekilde bu yeni şartlara intibak etmeye çalıştık. Bir de şu husus önemli. Anayasa ne diyorsa, yasalar ne diyorsa, onun yapılması önemli. Küçük siyasi hesaplar için anayasal çerçevelerden kopulduğu zaman hep beraber zarar görürüz. AK Parti olarak da 7 Haziran’dan bu yana bu anayasal çerçeveyi uygulamak için büyük çaba sarf ettik. Nedir bu? Anayasa diyor ki, TBMM Başkanı seçilir, seçildi. Başkanlık divanı seçilir, seçildi. Cumhurbaşkanı görevi verir, verdi.

Ben geçtiğimiz hafta görevi iade ettim. Olağandışı bir görünüm verilmek istenen her aşamada son derece olağan davranmak lazım. Anayasal çerçeve bugün itibariyle, cumhurbaşkanı yetkisini kullanır ve bir görevlendirme yapar. Bu artık cumhurbaşkanımızın takdiridir. Görevin bana verilmesi halinde yine anayasa bana ne diyorsa onu yapacağım. Ne eksik, ne fazla.

Meclis Başkanımız bana sayıları verdiğinde ben uygun gördüğüm isimlere teklif götürürüm. O teklif götürülen şahıslar, bakanlık gibi onurlu, hele hele bu kritik dönemde bakanlık görevi üstlenmek milli bir vazifedir benim için. Böyle bir görev verdiğimde hayır dememesini beklerim.

Bu seçime hep beraber bütün partiler gireceğiz. Bu hükümetin içinde bütün partiler olursa, tansiyon düşer, bütün oy veren vatandaşlarımız temsil edildiklerini gördüklerinde mutlu olurlar.

Perşembe günü Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye çağrıda bulunmuştum. Keşke cumhurbaşkanımızı böyle bir karar vermek zorunda kalmamış olsaydı. Keşke biz siyasi partiler buna bir çözüm bulsaydık.

Şimdi işleyiş de böyle olacak. Ümit ederim ki teklif götürdüğümüz, daha 24 saatlik süreç var. Böyle bir durum olması halinde, bütün elimdeki imkanlar ve gördüğüm perspektifleri de değerlendirerek en uygun isimlere teklif götürürüm.

Kılıçdaroğlu’na görevin verilip verilmemesi cumhurbaşkanımızın takdiridir.

İsimlendirme konusunda nihai duruma gelmiş değilim. Henüz görevi almadım. Ama zihni bir hazırlık anlamında soruyorsanız, 7 Haziran’dan sonra bütün hazırlıkları zihnimizde yoğuruyoruz.

Hiçbir siyasi aidiyet bağına atıfta bulunmaksızın tek ölçüm var. Ehliyet, liyakat ve temsil kabiliyetine haiz olmak. Herhangi bir bakanlık için isimler, milletvekilleri arasında teklif ederim. en doğru ismi bulmaya çalışırım.

3 dönem kuralı… Bu ilkenin temel felsefesi siyasette kan değişimine imkan sağlamaktı. Ama bu sefer özel bir durum hasıl oldu. Dört ayda bir dönem bitmiş oldu. Bunu bir dönem olarak saymak, bazı arkadaşların birikimlerini kullanmak bakımından zorluklar doğurur, dönem olarak saymak üç dönem kuralına takılanlar açısından zorluklar doğurur.

Bir tüzük heyeti oluşturduk. Çalışma talimatı verdim. Tüzüğümüzde başka değişikliklerin olmasını planlıyoruz.

Şimdi bunu memur emeklilerimize de sağlamak suretiyle emeklilerimize bu imkanı sağlamış oluyoruz. İyileştirmeler de sağlandı. Memurlarımızın şöyle bir farkı var. Toplu sözleşmeler memur emeklilerin de şartlarını iyileştiriyor. İşçilerimizde bu durum söz konusu değil. Ayrıca öğretmenlerimizle ilgili nöbet ücretleri konusunda bir uygulama başlatıyoruz. Elimizdeki imkanları da zorlayarak, memnuniyet verici düzeye getirdiğimize inanıyoruz.

Ben anayasanın hukukuna bakarım. Herkes anayasaya uyulması çağrısında bulunuyor. Ben şu anki sistem içerisinde anayasa ne diyorsa onu yaparım. Anayasa bu konuda gruplar karar alır, partiler karar alır demiyor.

Anayasa meclis başkanı sayıları bildirir, görevlendirilen başbakan görevlendirmede bulunuyor. O sistem gereği de muhataplarımıza, muhataplarımız burada tek tek milletvekilleridir. Partilerle ilgili olan sayısal olarak o partinin temsil oranlarıdır. Partiler nasıl istişare ederler o beni ilgilendiren bir husus değil. Ondan sonrası eğer hayır derlerse, onu o zaman yine ehliyet ve liyakata bakarak, önümüzdeki 2 ay çok kritik bir dönem. Terörle mücadele devam ediyor, dünya ekonomik bunalım içinden geçiyor.

Doğru olan neyse onu yaparız. Bütün partilere bana verilen oran nispetinde teklifte bulunurum.

 

 

kaynak: Hürriyet

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat