Mültecilerin Eğitimi ve Geleceğimiz

ibrahimhoca

Geçen hafta Gaziantep’e gittim. Suriyeli’lerin eğitimiyle ilgili bir takım ziyaret ve görüşmelere yaptım. Konuyla ilgili farklı kesimlerle bir araya gelmeye çalıştım. En önemlisi Suriyeli bir grup akademisyen ve öğrenci ile uzun uzun konuyu konuştum. Sorunlarını dinledim.

2011 yılında ilk mülteci kafilesi İslahiye’ye geldiğinde hemen ziyaretlerine gitmiştim. Daha sonra çeşitli vesilelerle kampları ziyaret ettim. Sorunlarını ilk elden tespit etmeye çalıştım.

Başlıca talepleri: Barınma, yiyecek, giyecek ve tibbi malzemeydi. Eğitim ne onların, ne de bizim gündemimizdeydi.

Herkes kısa süre sonar Suriyelilerin geri döneceğini düşünüyordu.

Bundan olsa gerek onlara mülteci değil, “misafir” olarak bakılıyordu.

Zamanla evdeki hesaplar, küresel çarşıdakine uymadı. Suriyelilerin sayısı üç milyona yaklaşıyor.
Biz daha Gaziantep’ten ayrılmadan Halep’ten yeni bir göç dalgası başladı. İlk dalganın 70 bin olacağı söyleniyor. Sayı daha da artacak görünüyor.

Beni ilgilendiren asıl konu: Suriyelilerin eğitimi konusu. 400 yaklaşan Suriyeli öğrencinin eğitim söz konusu. Ülkemizde doğanlarda kısa süre sonra eğitme başlayacak.

Suriyeliler topraklarımıza ayak basar basmaz yemeleri, içmeleri, giyimleri ve sağlıkları ile ilgilenen bir çok kişi ve kurum yardımlarına koştu.

Türkiye’nin devlet olarak yaptıklarını uluslararası yardım kuruluşları ve yazılan raporlar teyit ve takdir ediyor. Halkımızın yardımsevere tavrı ise her takdirin üstünde.

Ancak konu eğitim olunca ilgilenen az.

Milli Eğitim ve bazı eğitimciler konunun önemini geç te olsa kavramış. Milli Eğitim şimdi aldığı tedbirleri 4 yıl önce ön görüp alabilmiş olsaydı her şey çok farklı olabilirdi.

Üniversitelerimizin katkısı ise maalesef yeterli düzeyde değil. Tüm yük bölgedeki üniversitelere bırakılmış gibi.

Sayısı 200i bulan üniversiteler konuya insani boyutta bakmak ve en temel insan haklarından birisi olan “eğitim hakkıyla” ilgili adım atmak zorundalar.

Bunun ilk adımı da Suriyeli mültecilere yönelik programlar geliştirmek.

Bunu mültecilere has burs ve yurt imkanıyla desteklemek zorundayız.

YÖK geçen hafta ilk kez Suriyeli akademisyenleri davet etti ve dinledi. Geç te olsa çok yerinde bir adım. YÖK bu konuda öncülük ve rehberlik etmeye devam ederek, dünyadaki yüksek öğretim kurumlarını da işe dahil edebilir.

STK’lar da eğitim konusunda çalışmaya başlamış. Bölgedeki yerel yönetimlerin çabaları da var.

Suriyelilerin kurduğu ve Suriye müfredatın uygulandığı Zahra Üniversitesini ziyaret ettim. Üç yüzden fazla Suriyeli eğitim görüyor. Üniversiteyi STKlar destekliyor.

Devletin ve özellikle de YÖK’ün bu ve benzeri üniversitelere destek olması ve rehberlik yapması çok önemli. Diğer üniversitelerimizin de bu ve benzeri girişimlere destek olmaları ve iş birliği yapmaları elzem.

Sadece Suriyeliler için değil; hepimiz için. İnsanımızın ve insanlığın barış ve huzur içerisinde yaşaması için.
Bunu en iyi bir annenin feryadı niteliğindeki sözleri ifade ediyor:

“Bir insan hastalanırsa tedavi olur ve iyileşir. Bir çocuk okula gitmezse, bu ileride büyük bir sorun olur – ya sokağa düşer, ya Suriye’ye döner ve savaşırken ölür, ya radikalleşir ve bir köktendinci olur, ya da Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken denizde ölür”.

Şaza Barakat Suriyeliler için İstanbul’da kurulan bir geçici eğitim merkezinin kurucusu.

Türkiye’de eğitim ve okuma şansı bulamayınca, savaşmak üzere yeniden Suriye’ye dönerek muhalif güçlere katılan ve 2012’de, 16 yaşındayken ölen bir gencin annesi.

Bu feryada kulak vermek zorundayız.

Ankara ve İstanbul’daki terör saldırılarının bir daha yaşanmaması için Suriyeli’lerin eğitimine önem vermek zorundayız.

Bölgemizde ve ülkemizde yaşanan sorunları sadece ve sadece daha çok silah, tank, top ve tüfekle çözemeyiz. Çözümün en önemli boyutu eğitimdir.

Suriyelilerin eğitimini yeniden ve derinde düşünmek zorundayız. Bu konuda hepimizin yapacağı şeyler var.

Suriyeli mülteci Şaza bir oğlunu kaybettikten sonra, İstanbul’da bir eğitim kurumu açıp sorunu çözmeye çalışıyorsa; üniversitelerimizin, eğitimcilerimizin, STKların ve yerel yönetimlerin yapacağı çok şey olsa gerek.

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat