Tekrar merhaba Mösyo Fouche!

fouche

Mösyö Fouché,

Ünlü bir psikiyatrist olan E. Fromm,  “insanın tutku ve dürtülerinden oluşan temel yönelişlerinin bir toplumsal düzen yaratmadığını ancak hangilerinin açığa çıkacağını ya da baskın olacağını toplumsal düzenin belirlediğini”  söyler.

Bu açıdan bakınca, sendeki değişimin temelinde 18.Yüzyıl Fransa’sının toplumsal yapısı ile Devrim koşullarının etkisi inkâr edilemez.

Ancak Mösyö anlamadığım şu: Yeni Türkiye’ye kimsenin bir diyeceği yok da eski dostları bir çırpıda silmek ve yok etmeye çalışmak şart mı?

İyiyi, kötüyü ayırmak gerekmez mi? Ya da herkesin bizim gibi düşünmesi şart mı?

Dünyayı “biz” ve “onlar”, ya da köhne (eski) bir Amerikan Başkanın dediği gibi “bizden değilsen, bize karşısın ve düşmansın” olarak okumak zorunda mıyız?

Farklı olma, farklı düşünme ve eleştirel olma hakkımız olmayacak mı?

Ama istersen üstat Zweig’in yaptığı gibi kişiliğinize ve karakterinize biraz yakından bakalım.

Zweig’in tespitleri çerçevesinde yeteneklerinizi,  mizaç ve karakterin birleşmesinden oluşan kişiliğinizi daha iyi tanıyalım.

Böylece bundan sonra yolunda gitmek isteyenler kadar, erdemli ve değer merkezli yaşamak isteyenlere de bir nebze yardımcı olmuş oluruz.

Mösyö Fouché,

Keskin zekânı, olaylar arasında bağlantı kurmadaki süratini; düşünerek dünyayı daha başarılı bir şekilde kullanma yeteneğini Zweig de takdir etmiş.

Olayları ve insanları derinlikle kavramakta,  çıkarımlar yapmakta, yöntemli hareket etmekte ve öngörmekte üstüne yokmuş. Kıvrak ve keskin zekânla, zorunlulukla rastlantıyı, kalıcı olanla geçici olanı bir çırpıda ayırırmışsın.

Mizacınla ilgili öne çıkan özellikleri üstat şöyle özetlemiş: “Dikkat,  temkinlilik,  gözlemcilik,  uyumluluk,  uysallık, soğukkanlılık, kurnazlık, dalaverecilik, yaygaracılık, nezaket ve kayıtsızlık”.

Zweig’e göre bir kaplandan çok tilkiye benziyormuşsun.

Mösyö Fouché,

Toplumsal ve ahlaki özellikler bakımından seni takdir etmemek mümkün değil!

Bizler en basit iki denklemli “kasa ve nisa” sınavında çakarken, Zweig’in bu konuda sana toz kondurmaması doğrusu bana dokundu.

Kadın, kumar, içki, ün, para gibi dünyevi ve geçici zevklere düşkün olmadığını; dahası bu tür geçici şeylere beş para değer bile vermediğini özellikle not eder.

Dünya, bu insani zaaflardan dolayı siyasi kariyer ve geleceklerini tüketen liderlerle dolu!

Dahası gurursuz ve alçakgönüllü olduğunuzu söyler. “İstifçi değil;  yatırımcı ve girişimci”  olduğunuzu söyler.

Mösyö Fouché,

Üstat Zweig tam da burada sizinle ilgili ilginç detayları bir bir sıralar. İç dünyanızı ve özenle sakladığınız kişiliğinizi deşifre eder.

Bunu yaparken sizi incitmek için yaptığını sanmıyorum. Sadece kötü taklitlerinize karşı uyanık ve dikkatli olmamız için yaptığını bilmenizi isterim. Bakın sizi nasıl tanıtıyor:

  • Geçmişi yoktur, hep geleceğe bakar,
  • Zamana ayak uydurur;
  • Kişiye, geçmişine, düşünceye hiçbir zaman bağlı değildir;
  • Karşı yana geçmeyi meslek edinmiştir;
  • Bağlı olduğu tek şey, çoğunluk ve güçtür. Ancak bu bağlılıklarının kârlı olması gerekir.
  • Yenilgiye uğrayanın değil; kazananın yanında olmak en önemlidir.
  • Sadakatsizlikten hiçbir zaman utanç duymaz. Dostlarını en kritik zamanlarında yüzüstü bırakır. İstediği anda tüm geçmişini tamamıyla unutur.

Mösyö Fouché,

Zweig hakkınızda daha çok şey söyler. Karekterinzie damga vuran hususlara madde madde sıralar.

Ancak onun söylediklerine bakıp düşmanınız olduğunuzu ve hakkınızı yediğini lütfen düşünmeyin.

Zweig, sevgili eşinize ve çocuklarınıza karşı sorumluluğunuzu da takdir eder. Yani, tamamen de ilkesiz biri değilsiniz. Bunu öğrenince doğrusu gülmekten kendimi alamadım.

Geceleri bütün şehri haraca bağlayan, sinek öldürür gibi adam öldüren; en yakın arkadaşlarını harcamaktan çekinmeyen bir mafya liderinin hikâyesi hatırıma geldi.

Adamcağız gece mesaisini bitirip sabaha karşı evine gelir; duşunu alır, güzel elbiselerini giyip okula gidecek oğluna bizzat kahvaltı hazırlarmış.

Oğlunu okul servisine bindirip, uyumaya gidermiş.  Oğlu ise “babam dünyanın en iyi babası” diye arkadaşlarına gururla anlatırmış.

Kısaca Mösyö,

Üstat Zweig sayesinde hala yaşadığınızı öğrendik. Daha doğrusu sizin büyük bir başarı ve özveri ile temsil ettiğiniz değerler (!) yaşamaya devam ediyor.

Küreselleşen dünyada her yerde izinizde gidenler insanlar var Mösyö.

Çok iyi tanıdığınızı ancak onlar gibi olmayı aklınızdan bile geçirmediğinizi sandığım Sokrates ve Bruno gibi “erdem ve üstün değerler” uğruna hayatını feda edenler bu durumdan mutsuz olmalı.

Bunun için mi öldük?” dediklerini duyar gibi oluyorum.

Ancak kabahat siz de değil, kapitalist ve neo-liberal değerlerde olmalı.

Ne diyelim?

Toprağın bol olsun Mösyö Fouché…

 

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat