“Yargıya güven yüzde yirmilere düştü”

arınç

Yargıya duyulan güvenin yüzde 20’lere düştüğünü söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ”Çok güzel saraylar yaptık ama adalete duyulan güveni artıracak çok çalışmalar yapmamız lazım” dedi.

Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Arınç, şunları söyledi:

“Ölüm büyük şey. Peygamberimizden öğrendiğimiz de odur. Yani, ölünün arkasından, mümkünse kötü şeyler konuşmamak, onun varsa iyilikleri üzerine konuşmak da bir adettir, bir gelenektir ama buna mecbur olmadığınız zamanlarda, insan kendi düşüncelerini, belki çok fazla da dillendirmeden kendi derununda saklayabilir. Arkadaşlar bu konuyu soracak kimse bulamayınca, benim bulunduğum toplantıya pusu kurmuşlar. Benden öncekiler ‘bu konuda konuşmayacağım’ demiş, hiç kimse ağzını açmamış. Bizim de kötü bir huyumuz var, sorulduğu zaman cevap veriyoruz. Onlara 12 Eylül 1980 darbesinden mağdur olan bir insan olarak çok iyi şeyler söyleyemeyeceğimi ifade ettim ve büyüklerimizden duyduğum bir duayı tekrarladım. O da ‘Allah, rahmete müstahak olanlara rahmet etsin’ sözüdür.

Üzüldüğüm şey şudur, kalkınmada çok iyiyiz ama adalette acaba o kadar iyi miyiz? Biz zamanlar adalet sarayı açarken ‘sarayı yaptık da sıra adalete geldi’ demiştim. Bir ülkede yargıya duyulan güven yüzde 20’lere inmişse, yargı aynı zamanda adaletle eş anlamlıysa başımızı ellerimizin arasına alıp çok düşünmemiz lazım. Adalet yerlerde sürünürse, yargı itibar kaybederse bundan ülke zarar görür. Bütün insanlar hak ve adalet noktasında kuşkuya düşerler. Çok güzel saraylar yaptık ama adalete duyulan güveni artıracak çok çalışmalar yapmamız lazım.

Atatürk dahi Diyanet İşleri Başkanını yanından ayırmaz, protokolde ona önemli yer verirdi. Anayasamızda da Diyanet İşleri Başkanlığımızın çok önemli bir yeri vardır. Eskiden Siyasi Partiler Kanununda bir siyasi parti Diyanet İşleri Başkanlığını kaldırmayı tüzüğüne ve programına koyarsa o parti kapatılıyordu. Daha sonra bu madde kaldırıldı. Diyanet İşleri Başkanlığının konumu bugüne kadar gelmiş onlarca hükümet, onlarca cumhurbaşkanı, onlarca başbakan tarafından hiçbir zaman tartışılmamıştır. Varlığı önemsenmiştir, Anayasa içinde yer almasına da dikkat edilmiştir.
Burada sadece Sünni inanca yönelik hizmetlerin yapıldığı söyleniyor. Evet ,Türkiye’de Sünni inanca mensup insanlar sayıca çok olabilirler ama bugün Din ve Ahlak Bilgisi derslerinde dahi Alevilik de bir şekilde öğretilmekte, diğer mezheplerden de bahsedilmektedir.

Diğer partilerin tek başına iktidar olma hayali de hevesi de yok. HDP’nin yüzde 10’u aşma meselesi var. MHP, yüzde 15’i aşma iddiasında. Yüzde 17 olur, 18 olur. Onların da tek başına iktidar olma hayali de hevesi de yok. CHP’nin en büyük iddiası 30’ları geçmek, 35’lere ulaşmak. Onun da en büyük iddiası 35 ise bununla iktidar olmanın yolu diğer bütün partilerin barajın altında kalmasıdır. Dolayısıyla bu 3 partinin tek başına gelme ihtimali, kendilerinde de böyle bir hedef bulunmadığına göre söyleyecekleri tek şey ‘biz koalisyon kurabiliriz’ sözüdür. Peki ‘AK Parti gitsin de bu 3 parti bir koalisyon kursun’ derseniz buna Türkiye’de kaç kişi ‘evet’ der. Böyle bir koalisyondan Türkiye’ye fayda gelir mi? Hiçbir AK Partili koalisyon sözünü ağzına almaz, hiçbir AK Partili koalisyon ihtimaline kapı açmaz.”

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat