Yeni Türkiye mi demiştiniz?

362_041220141652_236405502

Kötümser biri değilim ama, 7 Haziran seçim sonuçlarının milli irade sayılmaması ve bir tekrar seçime gidilmesi kararının bizi çok kötü bir yere savuracağı öngörüsünde bulunmuştum.

Yanılmış olmayı çok isterdim…Ancak savrulduğumuz yer benim öngörülerimi de aşacak bir yer oldu maalesef…

En önemli ve can yakıcı sorunumuz Kürt meselesinde dibe vurduk. Sokağa çıkma yasakları, şiddet, ölümler ülkede kol geziyor…Sokağa çıkma yasakları kaldırıldığında ise geriye harabeye dönmüş sokaklar, devletin polisinin yazdığı duvar yazıları ve binlerce kızgın insan kalıyor.

Ülkenin batısı ise bu yaşananlar karşısında derin bir sessizliğe bürünmüş, olan biteni bir film izler gibi izliyor. Üstelik bu tehlikeli ilgisizliğinin onu en çok korktuğu şeye daha da yaklaştırdığını biliyor.

Bu coğrafyada, hem iç hem dış düşmanlar yaratarak iktidara sıkı sıkıya tutunma geleneğine yabancı değiliz. Etrafımız bu geleneğe sıkı sıkıya sarılan ve bu nedenle halklarına büyük acılar yaşatan despotların yönettiği ülkelerle çevrili…

Bizim tarihimizin hem bir parçası hem sonucu olan bu geleneğe, Avrupa Birliği tam üyeliği ile son vereceğimize, demokratik, şeffaf,hesap veren bir hukuk devletine, çoğulcu demokrasiye ulaşacağımıza ve gerçek bir toplum olacağımıza yürekten inanmıştım. Zaman zaman duraksamalar, krizler, sıkıntılı anlar olsa da, Türkiye insanlar için daha özgür, daha eşit, tüm farklılıklarıyla barış içinde yaşadığı, savaş naralarının atılmadığı bir ülke olsun diye uğraştım hep. Lakin geldiğimiz yer, özgürlüklerin ve demokrasinin hoyratça tepelendiği bir Türkiye ve hem içeride hem dışarıda çılgın bir savaşın eşiği…

IŞİD’in Müslüman dünya ile Hıristiyan dünya arasında kurulan köprülerin tüm ayaklarını Paris katliamı ile yıktığı bu ortamda, Paris katliamının artçı şoklarını hesaba katmadan, sınırlarımızı sadece “17 saniye” ihlal eden bir Rus uçağını vurup düşürdük ve Rusya’ya savaş ilan etmekten Türkiye’yi güneyde kendi sınırları içine hapsetmeye ve Viyana Süreci’nin dışına çıkarmaya kadar bir dizi imkan verdik.

Her ne kadar NATO üyesi olmamız Rusya’nın savaş ilan etmesini engelliyorsa da, bu diken üstünde oturduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Sadece kendi kaderimiz değil, dünyanın kaderi de, kendini hiçbir hukukla bağlı hissetmeyen ve dünyaya meydan okumayı milliyetçilik sanan Putin ile ” o tırlarda silah olsa ne olacak…olmasa ne olacak” diyebilen bir anlayışın “kim kimin canını daha çok acıtır” yarışının elinde çünkü…

Bir de işin kürt cephesi var…İç kamuoyu ve dünya kamuoyu karşısında farklı konuşmak zorunda olmayan bir Putin ile içeride şahin dışarıda güvercin olmak zorunda kalan Türkiye’deki siyasi elitin canını belki de en çok bu sıkacak. Suriye’deki dengelerin artık değişeceği çok açık. Fırat’ın “doğusunda” Amerika’nın desteğine sahip olan Kürtler, şimdi Fırat’ın “batısında” da Rusların desteğini alacaklar.

İç politika öncelikleri ile dış politika yürütmeye kalkışmanın bedelini ise tepesine inen yumruğun şiddeti her geçen gün artan Türk insanı ödeyecek.

Nitekim, Putin arka arkaya Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak hamleler yaparken, bizim hamlemiz de silah yüklü MİT Tırları haberini yapan Can Dündar ve Erdem Gül’ü hapse tıkmak oldu. Hakimin tutukluluk kararı verdiği anda Hollande ile basın toplantısı yapan Putin, dünya medyasına Türkiye İŞİD bağlantılarını anlatıyordu…

Bu tutuklama Türkiye ile ilgili soru işaretlerinin arttığı ve kaşların kalktığı bir ortamda dünya gündemine düştü. Bu nedenle önemli sonuçları olacaktır. Dünya, Putin’in sözlerine daha fazla kulak kabartacaktır ve müslüman ülkelerde demokrasinin yeşermeyeceği görüşü artık daha çok dillendirilecektir.

Bu yazıyı yazarken Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürüldüğü haberini aldım. Devletin operasyonları sırasında tarihi camiye zarar vermesini protesto ederken, “Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun” dediği anda ensesinden tek kurşunla vuruldu. Acımı ifade edecek bir kelime bulamıyorum. Bu kadar acıyla yüreğimizin ve başımızın sağ olmayacağını biliyorum.
Böyle bir Türkiye hayal etmemiştik!

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat