”Diyarbakır şehirken Paris bir köy bile değildi”

ahmet davutoğlu

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ”Diyarbakır şehirken Paris bir köy bile değildi. Dört Ayaklı Minare’yi düşünün bir de Eyfel Kulesi’ni. Biri ne kadar zarif ise diğeri o kadar hantal ve kaba” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki tarihi Hasan Paşa Hanı’nda konuştu. Başbakan, Sur’un yeniden yapılanması ve inşası konusunda da bilgi verdi.
Davutoğlu, “Silopi’nin ihtiyacı Sur’dan farklı, Cizre’nin ihtiyacı Silopi’den farklı. Her birisi için ayrı ayrı çalışıyoruz. Amacımız çok açıktır. İnsanı, mekanı korumak, zamanın dokusuna uygun bir şekilde hayatı normalleştirmek. En iyi şartları vatandaşlarımıza sağlamak. İnsanı korumayan hiçbir plan, insana hitap etmeyen hiçbir proje hayatta karşılığını bulamaz. Tarihte de yer alamaz” ifadelerini kullandı.
“Diyarbekirlilerin ve Sur’da yaşayan vatandaşlarımızın rızası hilafına tek bir adım atılmayacaktır” diyen Başbakan

Davutoğlu şunları söyledi:

“Her şeyi sizlerle konuşarak, sizlerle birlikte yapacağız. İstişare ederek, konuşarak yapacağız ama Sur’u da bu haliyle, teröristlerin yıktığı bu haliyle bırakmayacağız. En güzel şekilde inşa edeceğiz, yangın yerinde Allah’ın izniyle gül yetiştireceğiz. Hiç kimse tereddüt etmesin, burada mülkü olanlar ellerindeki imkanlarıyla neler yapabileceklerse mimari planlama içinde yapma hakkına sahip olacaklar. Kirada olanlar kira öder gibi, mülk sahibi olacak gibi düzenleme yapıyoruz. Kötü kentleşme esnasında gelip buralarda çok kötü şartlarda evlerde yaşayan vatandaşlarımız kesinlikle mağdur edilmeyecek. Gecekondu, işgalci gibi konumda olanlar dahi her biri en iyi şartlarda, çağdaş ev imkanlarına sahip olacaklar.”

Başbakan Davutoğlu, “Sur’un mekanının korunması iki ana temele dayanacak. Birisi UNESCO kültürel mirası ilan edildiği için Dışişleri Bakanlığım döneminde bizzat takip ettiğim bir konudur, Sur ve Hevsel Bahçelerinin UNESCO kültür mirası olması. Oldu, kabul ettirdik. Bu kültürel miras çerçevesi dışında Sur ve Hevsel Bahçeleri ile ilgili tek bir adım atılmayacak. Kültürel miras korunacak. 2012’de uzun çalışmalar sonrasında kabul edilen Koruma Amaçlı İmar Planı esas alınacak” şeklinde konuştu.

Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

”Diyarbakır’a doğunun Paris’i diyorlar. Paris ne ki… Diyarbakır şehirken Paris bir köy bile değildi. Şimdi dahi bir Dört Ayaklı Minare’yi düşünün bir de Eyfel Kulesi’ni. Biri ne kadar zarif ise diğeri o kadar hantal ve kaba. İnsanlar görmeye giderler saygı duyarım ama Eyfel Kulesi’nde ne bulduklarını bilemem. Ama Dört Ayaklı Minare’ye bakan herkes kendisinden bir şey bulur. Biz çözüm süreciyle birlik yoluna çıkmaya çalışırken, onlar yaptıkları eylemlerle yeni barikatlarla şehirlerimizi parçalamaya çalıştılar, çukurlar kazdılar.

Silopi’nin ihtiyacı Sur’dan farklı, Cizre’nin ihtiyacı Silopi’den farklı. Her birisi için ayrı ayrı çalışıyoruz. Amacımız çok açıktır. İnsanı, mekanı korumak, zamanın dokusuna uygun bir şekilde hayatı normalleştirmek. En iyi şartları vatandaşlarımıza sağlamak. İnsanı korumayan hiçbir plan, insana hitap etmeyen hiçbir proje hayatta karşılığını bulamaz, tarihte de yer alamaz.

Diyarbekirlilerin ve Sur’da yaşayan vatandaşlarımızın rızası hilafına tek bir adım atılmayacaktır. Her şeyi sizlerle konuşarak, sizlerle birlikte yapacağız.

İstişare ederek, konuşarak yapacağız ama Sur’u da bu haliyle, teröristlerin yıktığı bu haliyle bırakmayacağız. En güzel şekilde inşa edeceğiz, yangın yerinde Allah’ın izniyle gül yetiştireceğiz.

Hiç kimse tereddüt etmesin, burada mülkü olanlar ellerindeki imkanlarıyla neler yapabileceklerse mimari planlama içinde yapma hakkına sahip olacaklar. Kirada olanlar kira öder gibi, mülk sahibi olacak gibi düzenleme yapıyoruz. Kötü kentleşme esnasında gelip buralarda çok kötü şartlarda evlerde yaşayan vatandaşlarımız kesinlikle mağdur edilmeyecek. Gecekondu, işgalci gibi konumda olanlar dahi her biri en iyi şartlarda, çağdaş ev imkanlarına sahip olacaklar.

Diyarbakır’ın her taşı korunacak. Hiçbir bina yukarıdan veya ufki olarak bakıldığında Ulu Cami’nin minaresinden daha yüksek olmayacak. Hiçbir bina tarihi eserlere tepeden bakmayacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız Sur’da Diyarbekir’de danışma ofisleri kuracak. Herkes gelip danışabilecek ‘benim şurada şu evim vardı acaba şimdi nasıl bir imkana sahip olacağım’ diye.

Sur’un mekanının korunması iki ana temele dayanacak. Birisi UNESCO kültürel mirası ilan edildiği için Dışişleri Bakanlığım döneminde bizzat takip ettiğim bir konudur, Sur ve Hevsel Bahçelerinin UNESCO kültür mirası olması. Oldu, kabul ettirdik. Bu kültürel miras çerçevesi dışında Sur ve Hevsel Bahçeleri ile ilgili tek bir adım atılmayacak. Kültürel miras korunacak. 2012’de uzun çalışmalar sonrasında kabul edilen Koruma Amaçlı İmar Planı esas alınacak.

UNESCO Kültürel Mirası çerçevesinde Diyarbakır surları korunacak. Her bir burç, tarihi özelliğine göre kültürel bir alan haline dönüşecek. Hevsel Bahçelerini hem koruyacağız hem de tanınır, bilinir kılacağız. Hevsel Bahçelerini doğanın en güzel örneklerinden biri olarak insanlığın hizmetine, ziyaretine açık hale getireceğiz.

Ulu Cami ve civarını, Hasan Paşa da dahil olmak üzere, binlerce Diyarbekirlinin buluştuğu meydanı da bir inanç turizmi alanı olarak herkesin ziyaretine açık halde muhafaza edeceğiz. Ulu Cami’yi gözümüzün nuru gibi koruyacağız.

Bilinsin ki bundan sonra hiç kimse, hiçbir Diyarbekirlinin evine gelip de ‘kapını bundan sonra açık tutacaksın, ben istediğim zaman girebilirim’ diyemeyecek.

Her ne suretle olursa olsun teröre karşı mücadele kararlılıkla sürdürülecek ve Diyarbekir’in her bir sokağı, Sur’un her bir evi huzur ve güvene kavuşuncaya, kamu düzeni ihya edilinceye kadar bir an bile durmayacağız.

Diyarbekir’in kapanan iş yerleri, duran ekonomik hayatı tekrar canlandırılacak. Bu olaylar dolayısıyla maalesef 26 otel kapanmak zorunda kaldı, birçok esnaf dükkanını kapatmak durumunda kaldı. Bunların hepsinin tek tek açılmasına bizzat destek olacağız.

İçkale ve Hazreti Süleyman civarını aynı şekilde koruyacağız. İnanç turizminin ikinci ayağı ve kilisesiyle, camisiyle, İçkale’nin içindeki tarihi eserleriyle birlikte örnek bir tarihi mekan olarak, tamamıyla Diyarbakır tarihi eserlerinin dokusuna uygun olarak yeniden inşa edeceğiz.

(Diyarbakır Sur’da) Gazi Caddesi ile ilgili özel bir plan uygulayacağız. Gazi Caddesi üzerindeki bütün binalar dış cepheleri itibarıyla Diyarbakır’ın mimarisine uygun bir şekilde restore edilecek. Sokak sağlıklaştırması şeklinde binalar tek tek ele alınacak.”

 

kaynak: NTV

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat