Erdoğan Başkan-Gül TBMM Başkanı formülü

abdullah-gul-tufek

Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra Huber Köşkü’nde “Boğaz’ın yalnız adamı” görünümündeydi.

2 numarası olduğu partisine üye olmamıştı. Partiden aldığı bir davette yoktu zaten.

Abdullah Bey, 7 Haziran seçim sonucuna kadar “eylemsizlik” moduna geçmiş ve aday olmayacaktı.

Bugün çok farklı bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.

Önce dedikodusu yayılmaya başlandı.

Bugün de peş peşe açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aday olması isabetli olur” deyiverdi.

Hükümetin 2 numarası Bülent Arınç,Gönlümden geçen Meclis Başkanı olması” dedi.

AK Parti’nin 2 numarası M.Ali Şahin ile Başbakan Davutoğlu‘nun “BaşdanışmanıHüseyin Çelik Gül ile Cuma namazında “karşılaştı”

zamanlama gerçekten manidar!

Bunların hepsi “tesadüf” ya da “tevafuk” olabilir mi?

Hayır!

AK Parti’de bir şeyler oluyor. Dengelerin değişme olasılığına karşı yeni bir denge arayışına şahit oluyoruz.

Dengeleri değiştiren şeyi de söyleyeyim. Hakan Fidan’ın aday olması.

Ne olduysa 7 Şubat akşamı sonrası oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “halen kırgınım” sözünü yabana atmayın!

 

Fidan’ın adaylığı hükümet ve partinin yeniden tanzimi olarak görüldü. AK Parti’nin yeni dönemde “Davutoğlu-Fidan” ekseninde

şekilleneceği algısı yerleşti.

Şöyle bir görüntü doğdu: Nasıl ki “Erdoğan-Gül” ikilisiyle bugünlere gelindi, bundan sonra da “Davutoğlu-Fidan” ikilisiyle yola devam edilecek.

Yeni Türkiye” hedefine Davutoğlu‘nun Başbakanlığında Fidan’ın Dışişleri Bakanlığında yürünecek…

Fidan’ın adaylığı Davutoğlu‘nun elini güçlendirmişti.

Erdoğan’ın kırılan sadece hayalleri olmadı. Gelecek tasavvuruna da uygun düştüğü söylenemez bu gelişmenin.

Erdoğan’ın önceliği belli:  400 vekil, Anayasa değişikliği ve “Başkan” olmak istiyor.  O’nun istediği modelde “Başbakanlık” makamı yok.

Bir parti “mimari” si yapılacaksa onu yapacak kişi belli, değil mi?

Önümüzde çok kritik bir tarih var!

Ne yapılacaksa o tarihten önce olmalıydı.

7 Haziran seçimleri öncesi en önemli gelişme milletvekili aday listesinin hazırlanması olacak.

Bundan 1 ay öncesine kadar listenin en az yüzde 85’ini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirleyeceği söyleniyordu.

Fidan’ın adaylığından sonra hava değişti. Davutoğlu’nun ağırlığını koyacağını söyleyenler çoğaldı.

Saray’a yakın kimi yazarlar “Erdoğan’ın Saray’da yalnızlaştırılması”ndan bile bahseder oldu..

Erdoğan-Davutoğlu ilişkisi ve AK Parti’nin geleceğiyle ilgili kısa vadede en kritik nokta “liste” olacak demiştik ya…

O an yaklaştı!

O gün gelmeden bir “hamle” bekleniyordu.

Davutoğlu, erken davrandı ve  Fidan hamlesini yaptı.

Erdoğan’da Gül hamlesiyle karşılık verdi. Gül hamlesini Davutoğlu’ndan bekleyenler vardı oysa.

Abdullah Gül partideki “güç” savaşının “joker” i oldu.

Erdoğan’ın kafasında Abdullah Gül’e biçtiği rol  öyle görülüyor ki Bülent Arınç’ın dile getirdiği  gibi TBMM Başkanlığı.

Erdoğan sürpriz hamlesiyle partinin “geleneğine” de seslenmiş oldu.

“Davutoğlu Başbakan-Fidan Dışişleri Bakanı “projesine karşı

“Erdoğan Başkan, Gül Meclis Başkanı” formülünü vizyona koydu.

Abdullah Gül bu işe ne der?

Daha önce bir çok önemli isim  “aday ol” diye gitmiş ama ikna edememişti.

Başbakan Davutoğlu’dan da davet gitmemişti.

Bu saatten sonra Davutoğlu‘ndan ve partiden güçlü bir “davet” kaçınılmaz hale geldi.

Abdullah Gül  aday olsa da olmasa da bu saatten sonra aktif siyasete bir adım daha itilmiş oldu.

 

 

 

 

 

 

 

 

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat