Erdoğan, Fidan’ın istifasını “okçular tepesi”nin terki gibi mi görüyor?

rtefidan

Geçen hafta yazacaktım, arada kaynadı.

Bugün gazetelerde görünce yeniden hatırladım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakan Fidan’a hala kırgınım.” diyordu.

Niye kırgın olduğu malum. MİT Müsteşarlığı’ndan ayrılmasını istemiyordu.

Hakan Bey ise her şeyi göze aldı istifa etti ve AK Parti’den aday adayı oldu.

Bir süre sonra da  oğluyla beraber on günlüğüne Umre’ye gitti.

Kendisi katılmadı ama “temayül” yoklamasından birinci çıktığı da söyleniyor.

Olayın unutulduğu sanıldı.

Kimileri “danışıklı dövüş” olduğunu savunageldi.

Aradan yirmi gün geçti öyle görülüyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bu olayı unutamamış!

Olayı kapatabilirdi. O ise “halen kırgınım” diyor.

Geçen hafta konuştuğum Fidan’ın  yakın dostları bana farklı bir tablo çizmişlerdi.

İstifanın ardından ikinci bir görüşme olduğunu ve arada hiçbir “sorun” olmadığını, olamayacağını anlatmışlardı.

Pek öyle görülmüyor!

Şimdi o “haber” i vermenin zamanı.

Geçen hafta bir dostumdan duydum ilkin…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fidan’ın istifasıyla nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığını anlatıyordu.

Kaynaklarına güveniyordu.

Söylediği şuydu: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakan Fidan’ın istifasını “Okçular Tepesi” nin terkine benzetiyor. O yüzden çok kızgın ve kırgın.

Dediğine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan  yanına gelenlere  “Uhud Savaşı” nı anlatmış ve o olayı örnek göstermiş.

Uhud Savaşı… Okçular Tepesi…

Uhud Savaşı’nda Peygamber Efendimizin “asla terk etmeyin” demesine karşın savaşı kazandıklarını sanan sahabeler “okçular tepesi” nden ayrılmış ve müslümanlar  zafere ulaştıklarını sandıkları o savaşı kaybetmişti.

Uhud, müslümanlarla-müşriklerin savaşıydı.

Bugün kimlerle, neyin savaşı veriliyor?

Kastedilen “paralel yapı” mücadelesi ve  çözüm süreci.

Burada bir “metafor” var !

Uhud Savaşı’nda Okçular Tepesi ne kadar önemliyse bu “savaş” ta Hakan Fidan’ın misyonu da o denli kritik görülüyor.

Fidan’ın “zafer” i görmeden görev yerinden ayrılışı da o yüzden “okçular tepesi” nin terkine benzetiliyor.

Arkadaşıma güveniyorum ama umarım doğru değildir bu benzetme.

Siyasi bir tercihin, dünyevi bir uğraşın “dini” terimlerle açıklanmasını doğru bulmuyorum.

Bunu arkadaşıma da söylerken, “Emin misin?” diye sordum.

Fazlasıyla emindi ve  bana bir twit gösterdi.

“Bu twit herşeyin özeti” dedi.

Hakan Fidan’ın istifası üzerine sıcağı sıcağına şu twitler atılmıştı:

” Uhud’u, ‘okçuları’ tekrar okumanın tam vakti…!”

” 7 Şubat’ta herkes ‘git, devletin! savcısına ifade ver ” dediğinde “gitme!” diyen adam bugün birşey diyorsa iki kere düşünmek gerekir…!”

“Zamanlama manidar” denilen twitleri atan bir milletvekiliydi.

Ve belki de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın evladı kadar sevdiği söylenen bir milletvekili.

Bu twitleri Saray’da görüştükten sonra attığını söyledi arkadaşım.

Ve o isim Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birkaç gün boyunca hiç ayrılmadı!

Enteresandır!

O milletvekilinden sonra 2 yayın yönetmeni ve bir yazarın da “okçular tepesi” ne göndermede bulunduğunu fark ettim.

Daha fazla detay vermeceğim.

O milletvekili kim mi?

O’nu da siz bulun!

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat