“Yasanın başarısı, hakim ve savcıların sağduyusuna bağlı”

 

 

 

 

 

SALİH LEVENT UĞURLU

 

AK Parti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)’ne sunduğu dinleme, arama ve el koyma konularında değişiklik öngören yasa teklifi, kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Serdar Korucu, teklifin demokratik bir toplum düzeninin gerektirdiği güvenceleri içerdiğini, sorunsuz biçimde uygulanabilmesi için hakim ve savcılara büyük iş düştüğünü söyledi.

 

Teklifi genel hatlarıyla nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son dönemde yaşanan sarsıcı toplumsal olaylar düşünüldüğünde, kamu düzeninin korunması amacının ön plana çıkması doğal karşılanmalıdır. Çağdaş demokrasiler, toplumsal olayların kamu güvenliğini tehdit edecek noktaya gelmesini önlemekle yükümlüdür. Dolayısıyla anayasal düzene karşı işlenen suçların katalog suç kapsamına alınması, son zamanlarda giderek artan şiddet olaylarını önlemeye yönelik olağan bir tedbir niteliğindedir.

 

Teklifteki sakınca görmüyor musunuz?

Teklif genel hatlarıyla değerlendirildiğinde, birey ve devlet arasındaki ilişkinin temelini oluşturan hürriyet-otorite dengesinde otoriteden yana tavır konulduğu dikkati çekmektedir. Teklif bu haliyle yasalaşırsa, kamu düzeninin korunmasını sağlamak veya suç işlenmesini önlemek amacıyla bireysel özgürlükler daha kolaylıkla sınırlandırılabilecektir. Bu yönüyle söz konusu teklif bazı önemli sakınca ve riskler içermektedir.

 

Teklifin yasalaşırsa ne gibi sonuçlar doğar?

Bu tedbir kapsamında gerçekleştirilecek uygulamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olması son derece önemli bir konudur. Bu nedenle, gerçekleştirilmesi düşünülen yasal düzenlemenin başarısı, büyük ölçüde hakim ve savcıların sağduyusuna bağlı olarak şekillenecektir.

Taşınmaz, hak ve alacaklara ‘el koyma’ yetkisinin genişletilmesi riskli ve muğlak değil mi?

 

Anayasal düzene ve devletin güvenliğine ilişkin suçlarda şüpheli veya sanığın tüm malvarlığına el konulabilmesi ise daha hassas olunması gereken bir düzenlemedir. İşlenen suç ve bu suça bağlı olarak malvarlığında meydana gelen artış arasındaki ilişki açıkça ortaya konulmadığı sürece, bu tedbire başvurulmaması gerekir. Aksi halde müsadere niteliğinde birtakım uygulamalara sebebiyet vermek mümkündür. Bu nedenle gerçekleştirilmesi düşünülen yasal düzenlemeye mülkiyet hakkının korunması amacıyla ek güvenceler getirilmesi gerekir.

 

Dinleme kararı yetkisi de genişletildi..Tehlikeli bir gelişme değil mi?

 

Gerçekleştirilmesi düşünülen yasal düzenlemede, dinleme kararında suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkan veren kodu ve tedbir süresinin belirtilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Teklifin bu haliyle demokratik bir toplum düzeninin gerektirdiği güvenceleri içerdiği görülmektedir. Ancak bu düzenlemenin sorunsuz biçimde uygulanabilmesi için uygulayıcı konumunda bulunan hakim ve savcılara büyük iş düştüğünü bir kez daha belirtmek gerekir.

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat