Bol cilveli Anayasa dansları…

fft107_mf4741088

Seçim öncesinde her parti Anayasayı değiştirip daha demokratik ve çağdaş bir anayasa getireceğine yemin billah etti. Seçim bitip icraat zamanı geldiğinde bu konuda hemen atağa geçmesi beklenen muhalefet partileri kendi dertlerine düştüler. Bu şaşkınlığı fark eden Davutoğlu akıllı bir hamleyle, muhalefet partilerinden Anayasayı konuşmak için randevu istedi. Yani ön aldı…

Muhalefet partilerimiz bun hamleye hazırlıksız yakalandılar. Zaten seçim mağlubiyetinin verdiği eziklikle perişan haldeler. Buna iç kavgaları da eklenince, şah iken şahbaz oldular…

HDP BÜYÜK BİR TAKTİK HATAYLA DAVUTOĞLU’NA PUAN KAZANDIRDI…

HDP’nin edepsiz bir üslupla “Davutoğlu gelirse çayımızı içip döner” gibi ifadelerle görüşmeye isteksizliklerini beyan edişi Davutoğlu’nun işine yaradı. Hemen bu acemice geri pası alıp gol atıverdi HDP kalesine. “Madem istemiyorsunuz ben de gelmem kardeşim” diyerek diyalogsuzluğun suçunu HDP’ye ihale ediverdi. Şimdi HDP ne kadar “ben aslında onu dememiştim” falan diye laf çevirmeye çalışırsa çalışsın, bu zırva pek tevil götürmeyecek.

Oysa muhtemelen Davutoğlu da HDP ile görüşmeye pek istekli değildi ve randevuyu usulen istemişti. Bu durumda akıllı bir HDP’nin yapması gereken “aman buyurun, görüşelim tabii” diye bir sempati manevrası olurdu. Masada ne isterlerse derlerdi, kimsenin de ruhu duymazdı. Ama kamuoyunda olumlu, yapıcı ve barışçı bir imaj çizerlerdi. Şimdi aynı imajı Davutoğlu’na hediye ettiler. Artık akılsızlık mı diyelim, tecrübesizlik mi, fanatizm mi, siz karar verin.

PEKİ CHP NE YAPACAK?..

CHP daha önce koalisyon müzakerelerinde çocukça taktik hatalar yapmış ve AKP’nin yelkenine rüzgar olmuştu. Elini önceden açmış, ön şartlar ileri sürmüş, “kırmızı çizgi” falan diye çocuksu mızıkçılıklar yapmıştı. Müzakere işinde bunlar vahim zaaflardır. Böylece AKP de zaten istemediği müzakereleri başlatmamak fırsatını ve suçu CHP’ye ihale etmek imkanını bulmuştu. Neticede kaybeden de Türkiye ve CHP olmuştu.

Şimdi CHP aynı hatayı yaparsa yine kaybeder. Ve AKP yine puan kazanır. Şu halde muhalefetin yapması gereken şudur: müzakerelere şartsız oturmak, istemediklerini masada reddettirmek ve istediklerini masada kabul ettirmek…

Bu konuda CHP’ye naçizane bir önerim var. Müzakereciliğin okulu eğitimi falan yoktur, pratiği ve tecrübesi vardır. Mesela tecrübeli diplomatlar ve sendikacılar müzakere işini iyi bilirler. CHP de bu konuyu parti oligarşisine değil de, bünyesindeki donanımlı diplomat ve sendikacılara bıraksa, en azından onlara danışsa çok iyi eder…

MHP’NİN NE YAPACAĞI YİNE BELİRSİZ…

MHP hala üzerinde AKP’ye seçim kazandırmanın yükünü taşıyor. Bu yük yaklaşan kongreye kadar yönetimin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi asılı duracak. Bu durumda MHP’nin AKP’nin bu sefer de imdadına yetişmesi pek mümkün görülmüyor. Ama işin içine iktidardan bir şekilde yararlanma pazarlıkları girerse ne yapacağı pek belli olmaz.

NETİCE-İ KELAM…

Önümüzdeki dönemde Anayasa konusunda Ankara’da tam anlamıyla taktik savaşları yaşanacak. Aslında şimdi top muhalefette. Muhalefet akıllı davranır ve ön şartsız bir müzakere masasını kurarsa AKP mecburen gelip oturacaktır. O zaman da hep beraber bakarız, kim neyi istiyormuş ve kim ne kadar samimi imiş…

YAZIMDA BAŞKANLIK SİSTEMİNDEKİ ISRARA DEĞİNMEDİM. Çünkü bu Türkiye’nin konusu değil, sadece tek bir kişinin fantezisi. AKP şimdiye kadar neyi yapmak istedi de Parlamenter sistem yüzünden yapamadı, bu sorunun cevabı yok. Olmadığı için Saray ne derse desin AKP bu konuda fazla ısrarlı olamaz. Olursa inandırıcılığını kaybeder.

Yani bu konu bence olmayacak bir dua gibidir. Buna amin diyenler de kendi hayalleri içinde kaybolup giderler.

 

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat