HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan’ın çözüm süreci konusunda kendisini hedef alan sözlerini değerlendirdi.

Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker’e konuşan Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Erdoğan arasında İzleme Heyeti ile başlayan ve giderek siyasi krize dönüşen sert polemik konusunda ise şunları söyledi:

“Erdoğan’ın karşı çıktığı 10 maddenin tamamı Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü açacak. Kızılca kıyamet koparken Başbakan’ın sesini duymuyoruz. Nerelere saklandı? Bütün bu olup bitenlere boyun mu eğecek?

Çözüm Süreci’ni zora sokmak için böyle yapıyor. Gayet bilincinde ve farkında. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, kendi istikbali içİn, ülkenin istikbalini, rahatlıkla ateşe atabilecek duruma gelmiş maalesef. Çünkü siyasi rant bitti. Çünkü barıştan çok, sürecin siyasi rantıyla ilgileniyordu. Sürecin ona rağmen devam etmesi, kendisini çıldırtmış durumda. O nedenle Cumhurbaşkanı’nın sürece dair bugüne kadar açıklamaktan imtina ettiği sakladığını gerçek düşünceleri bu vesileyle ortaya koyduğunu düşünüyorum.

Başbakan nerede? Çözüm Süreci konusunda kızılca kıyamet koparken, her taraftan açıklama, değerlendirme mesaj gelirken, Başbakan’ın ağzından daha hiçbir şey duymadık. Başbakan nereye saklanıyor? Boyun mu eğecek? Biz Cumhurbaşkanının niye başkan olmak istediğini biliyorduk. Toplumun yüzde 70’inden fazlası buna karşıydı. Şimdi kendi hükümeti de anladı, görüyor ve ona cevap veriyor. Peki bunlar olurken Sayın Davutoğlu neden konuşmuyor?

Bu polemiğin Başbakan değil de Arınç üzerinden yürümesinin iki sebebi var. Birincisi Arınç’ın emekliliğin geldiğini ve yakında bir köşeye çekileceği bilindiği için “Biri yıpranacaksa o yıpransın” diye düşünülüyor. Öte yandan Arınç, nasıl olsa daha önce de pek çok kereler söylediğini inkar etmiş bir kişidir. Büyük sorun çıkarsa yine inkar eder deniliyor.

Halkımıza şunu söylemek isterim. Çözüm Süreci konusunda kimse karamsarlığa düşmemeli. Cumhurbaşkanı istemedi diye bittiği düşüncesine kimse kapılmamalı. Herşeye rağmen barıştan yana tutumun yüksek sesle ifade edilmesi gerekiyor. Özellikle CHP’nin sürece aleni bir biçimde sahip çıkması çok önemli. Daha önce çağrımıza çok olumu karşılık alamamış olabiliriz. Ama bu koşullarda tekrar değerlendirilmesinde fayda var. Sadece CHP de değil.. Parlamento dışındaki partilerin de siyasi hareketlerin de bu dönemde barış sürecine sahip çıkması bence çok elzemdir.”