Erdoğan-Davutoğlu ve Gül

nesrin nas analiz

“Erdoğan, Davutoğlu’na karşı Gül kozunu mu çıkarmak istiyor?”…”işler sarpa sarınca kurtarıcı olarak Gül’e mi başvuruluyor?”…”Üç dönem kuralı ile TBMM dışında kalacak olan AKP’liler Gül ile bir çıkış mı arıyor?…”Türkiye,güven krizini nasıl aşabilir?”… “Hem ekonomide hem dış politikada güven kaybı nasıl durdurulur?”….

 

Bugünün gazetelerini tararsanız  birçok yazının yukarıdaki soruları cevaplama arayışı içinde olduklarını görürüsünüz.

 

Evet ekonomide göz gözü görmüyor. Başbakan  yanına uluslararası mali çevrelerin güvenini kazanmış ama Cumhurbaşkanı’ndan yediği azar sonrası hem morali bozuk hem kredibilitesi sarsılmış hem de üç dönem kuralı nedeniyle gidici gözle bakılan Bakan Ali Babacan ve ekonomi bürokrasisiyle birlikte New York’ta Goldman Sachs’ın merkezinde yatırımcıları ikna etmeye çalışıyor.

 

Bu manzara bana  eski günleri hatırlattı. Biz de bunun gibi roadshow’lara katılır, Türkiye’nin iyi yolda olduğunu, içeride yaşanan siyasi tartışmaların ekonomiyi tehlikeye atacak bir gerginliğe ulaşmayacağını söylerdik. Tabii bu arada bildiğimiz tüm duaları okurduk. Çoğu kez dualarımız yerine ulaşmaz, güne bizi yalanlayan bir Türkiye haberi ile başlar ve yatırımcıların “anlat anlat heyecanlı oluyor” bakışları altında  roadshow’u tamamlamaya çalışırdık…

 

 

Başbakan ve Bakan Babacan’ın New York ziyareti de böyle bir atmosferde gercekleşiyor. Allah kolaylık versin!

 

Çünkü Cumhurbaşkanı ve ekonomi baş danışmanı, New York’ta yatırımcılara dil döken Başbakanı, Türkiye’de bir anda açığa düşürüyorlar. Ve dünya mali çevrelerinin kahvelerini içmeden önce okudukları Wall Street Journal ve Financial Times gibi gazetelerde “Erdoğan ekonominin kurallarına karşı” içerikli yazılar yayınlanmasına ,Walter Russell Mead gibi Amerika’nın önemli tarihçilerinden birinin  “Erdoğan’ın Evrimi- Türkiye takla atıyor”  başlıklı yazı yazmasına yol açıyorlar.

 

İşte tam bu noktada global dünyada imajı,güvenilirliği epey sarsılmış , ekonomisinin geleceği kırılgan beşlinin en kırılganı olarak nitelendirilen ve “süper-başkanlık sistemi” dışında bir hikayesi olmayan Türkiye, “Gül ile bir çıkış olur mu?” tartışmasına başladı.Bu tartışma nereye varır, nasıl sonlanır bilmiyorum ama siyaseti kıran kırana bir savaş olarak yürütenlerin ve  iktidarı bir ‘varlık-yokluk’ meselesi olarak düşünenlerin frene basma zamanları geldi geçiyor.

 

Daha düne kadar Gül adından rahatsız olanların, bugün adaylığından memnun oluruz açıklamaları yapmaları süper-başkanlık hedefinin giderek zorlaştığı gerçeğinin görülmesi değil de  henüz çiçeği burnunda Başbakan’a göz dağı verme kaba siyasetinin bir adımı ise bunun hem ekonomiye hem de toplumsal barışa maliyeti ağır olur.

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat