Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun arası “açık” mı?
Bu soruda nereden çıktı demeyin!
Böyle bir dedikodu yayılmaya çalışılmış olmali ki her iki isim konuya ilişkin açıklama yapma ihtiyacı hissetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açtı ilkin konuyu. “Bizi Sayın Başbakanımızla karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar” dedi.
Bu sözlerin muhatabı olan Başbakan Ahmet Davutoğlu’un sözleri de aynı minvaldeydi. “Hoca” teferruatlı konuştu. Gezi, 17/25 Aralık operasyonlarında
başarılı olamayanların parti içini karıştırma niyetlerinden bahsetti…
“Tefrika” peşinde olanların başaramayacağını söyledi ve net konuştu: “…Onların beklentileri kursaklarında kalacaktır. Bizim aramızda ihtilaf çıkmaz. Dava
ahlakımız buna müsaade etmez”
Bu konunun durup dururken gündeme getirildiğini zannetmiyorum. Demek ki her iki isim de birşeyleri sezinledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan erken hamle yaparak ön kesmiş olabilir.
Karşılıklı güven tazelendi. “Fitne”ye karşı ön kesildi.
Ankara’nın dedikodu kazanında bir süredir kaynatılan laflar var. Bakın kıyıda, köşede neler konuşuluyor?
— Reis ile Hoca bazı konularda aynı düşünmüyor. Bunu bürokrat atamalarında görüyoruz.
— Gündemi belirleyen ve sürükleyen Cumhurbaşkanı oluyor. Bankanın kredi müjdesini bile Cumhurbaşkanı duyuruyor. Grup toplantılarının olduğu Salı günü
bile Cumhurbaşkanı’nın siyasi içerikli konuşmaları gündem oluyor.
— Saray ve 4 bakanla ilgili soruşturma konusunda Köşk ile Hükümetin savunma dozajı aynı değil.
— Başbakan Başdanışmanı Etyen Mahcupyan’ın açıklamaları ,Mehmet Metiner’in karşı çıkışları “tefrika” peşindekilere malzeme oluyor.
Yukarıda sıralanan sözler ilk planda aklıma gelen,kulaklarımla duyduğum sözler. Görüldüğü gibi bütün “tefrika” ya da “fitne” çıkarma noktaları geliyor “2 Y”
ye dayanıyor. Bunlardan bir tanesi “yolsuzluk” odaklı tartışmalara verilen tepki. İkincisi de “yetki” kullanımı.
Erdoğan ile Davutoğlu’nun ilişkilerinin nasıl olduğuna ilişkin bir durum tesbiti yapmadan önce kısa bir hatırlatma
Atatürk ile İsmet İnönü
Bayar ile Menderes
Özal ile Akbulut (Yılmaz)
Demirel İle Çiller
Gül ile Erdoğan
Aynı partiden gelip “Cumhurbaşkanı-Başbakan” olarak görev yapmış liderler.
Erdoğan ile Davutoğlu ilişkisi için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Aradan geçen 100 günlük sürede yukarıda sayılan “ikili”nin hepsinden daha uyumlular!
Bu uyum bir çok sebebe bağlanabilir. “Henüz erken” kaydı da düşülebilir ama gerçek bu.
Erdoğan güçlü bir şekilde Köşk’e çıktı. Davutoğlu’na kırmızı çizgileri belirleyerek koltuğunu bıraktı.
Şu ana kadar kamuoyu önü ya da perde gerisinde yaşadıkları ciddi bir sorun yok.
Bu “olmayacak” anlamına gelmez. Siyaset zemini kaygandır, gelişmelerin nasıl seyredeceği bilinmez.
Önümüzde kritik bir süreç var ve ‘risk potansiyeli’ olan somut bir örnekten bahsedeceğim.
Meclis’te milletvekilleri arasında çok fazla konuşulan şimdilik kamuoyuna yansımamış bir başlık.
Erdoğan ile Davutoğlu’nun belki de en “çetin” sınavı buradan olacak.
Lafı uzatmadan söyleyeyim.
10 puanlık uzman sorusu şu: Önümüzde seçim var ve milletvekili aday listesini kim yapacak?
Son sözü kim söyleyecek?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “kota” mı kullanacak, belirleyeceği 20-30 ismin listede olmasını mı isteyecek? yoksa bütün listeyi tek başına mı belirleyecek?
Ankara’da bugün itibariyle Erdoğan-Davutoğlu ve AK Parti iktidarının geleceği konusunda en fazla merak edilen ve cevabı aranan soru bu:” Listeyi kim
yapacak?”