Genel seçim mi, plebisiter oylama mı?

sandik

Alman Havayolları’na ait bir uçağın Fransız Alpleri üzerinde 144 yolcusuyla birlikte düşmesi uçak kazaları tarihinin en trajik kazasıydı. Ağır bir depresyon geçiren ikinci pilot Andreas’ın kokpitin kapısını içeriden kilitleyerek birinci pilotu dışarıda bırakması ile 144 insan yaşamını yitirdi.

Uçak kaçırmalarına karşı bir önlem olarak tasarlanan bu teknolojiyi hayata geçirenler ve tüm dünya, uçağın yönetiminin tek bir kişinin inisiyatifine bırakılamayacağını böyle trajik bir olayla öğrenmiş bulundu.

Geçen gün Orhan Kemal Cengiz, Bugün’deki köşesinde bu uçak kazasına dikkat çekiyor ve “Uçakların, gemilerin, ülkelerin kaderi hiçbir zaman bir tek kişinin inisiyatifine bırakılmamalı…
O bir kişinin ama isteyerek ama gayriihtiyari yanlış bir karar vermesi durumunda onu denetleyecek ve dengeleyecek bir şeyler mutlaka olmalı…
Aksi takdirde uçaklar, gemiler, ülkeler kahredici yol kazalarının kurbanı olabiliyor…” diye uyarıyordu.

Ama korkarım bu uyarısına iktidar partisinden pek kulak asan yok. Onlar hala tek adamın yönetimindeki uçağın daha hızlı gideceğini ve daha yüksekten uçacağını düşünüyorlar ki, seçim bildirgelerini “Başkanlık” üzerine bina etmişler. Üstelik, daha geçen gün “beni tarafsız olmamakla eleştiriyorlar… Ben 400 milletvekilini şu parti için istiyorum dedim mi” diye tarafsızlığını vurgulayan Cumhurbaşkanı da AKP’nin seçim bildirgesini “bizzat okuduğunu” ve “kendi kanaatlerini ifade ettiği”ni açıklayarak tarafsız olmadığını bir kez daha,istemeden de olsa, ifade etmiştir!

Ekonomik güven endeksinin Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 15.4 gibi çok yüksek oranda düşerek 74.85 değerine gerilediği, 2 gün sonra açıklanacak büyüme oranlarının çok düşük gelmesi korkusunun herkesi sardığı ve büyük umutlar beslediğimiz barış sürecinin buzdolabına kaldırıldığı bir ortamda, başkanlığın alt yapısı da büyük ölçüde tamamlandı zaten.

Polis, iç güvenlik yasası ile vurma dahil, çok geniş yetkilerle donatıldı. Polisin bu yetkileri kullanması için şüphelenmesi yeterli. Kaldı ki uygulama daha yasanın görüşmeleri devam ederken başladı…

Yargı by-pass edilerek internete yeniden sansür getirildi. Bu konuda kapsamın çok genişletileceğine dair işaretler hemen belirdi. Mesela 30 Mart yerel seçimleri nedeniyle Anadolu Ajansı’nı twitter’da eleştiren 58 kişi hakkında ‘hakaret,iftira,halkı kin ve düşmanlığa tahrikten’ soruşturma açıldı…
Ve Anayasaya açıkça aykırı bir adımla Cumhurbaşkanı örtülü ödeneğin kullanımına ortak edildi. Cumhurbaşkanı bu ödeneği kapalı istihbarat için kullanacakmış!..

Böylece başkanlığın alt yapısı büyük ölçüde hazır. 7 Haziran seçimlerinde biz bu fiili durumun yasal çerçevesine ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyeceğiz. Yani genel seçim değil de daha çok plebisiter oylama yapacağız.

Hatırlar mısınız, AB ile işler sarpa sarınca ‘Kopenhag Kriterleri olmazsa yerine Ankara kriterlerini koyar, yolumuza devam ederiz’ demişlerdi.. Ankara kriterlerinin şahikası son çıkan iç güvenlik paketidir. Şimdi de Türk tipi başkanlık diyorlar. Yani denge ve denetleme olmadan, başkanın dediğinin olduğu, Murat Belge‘nin tanımıyla plebisiter diktatörlük istiyorlar.

Seçim tarihi yaklaştıkça Cumhurbaşkanı’nın kendisini başkanlıktan uzaklaştıracak hiçbir sonuca halk iradesi böyle tecelli etti hoşgörüsüyle yaklaşmayacağı açık.Polisten orduya, TBMM çoğunluğundan Hazineye eldeki her araç cepheye sevk edilmiş durumda. Ülkeyi gerginleştiren üslup şimdi çok daha çatışmacı. Yüzde 10 barajını aşmaları halinde Erdoğan’ın başkanlık rüyasını sonlandıracak olan HDP ve Demirtaş ise özellikle hedefte..

Hepimiz, nefeslerimizi tuttuk, salimen 7 Haziran’a ulaşmayı bekliyoruz. Bu seçimlere gölge düşürecek ve Türkiye’yi büyük bir kaosa sürükleyecek densizliğe geçit vermemek öncelikle Anayasal sorumluluğu sırtında taşıyan Hükümetindir. Bu nedenle Demirtaş’ın çok önemli bir tehlikeye dikkat çektiği uyarısı ciddiye alınmalıdır.

Ondan sonrasına seçmen karar verecektir. Uçağın yönetimini tek bir pilotun inisiyatifine mi bırakacak, yoksa kaderim 9525 no’lu Germanwings yolcularına benzemesin mi diyecek bunu hep birlikte öğreneceğiz…

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat