Bu günlerde milyonlarca insan çocuklarının ve kendi geleceklerinin telaşı içerisinde.

Kaliteli eğitim alan bir gencin sadece kendisine değil, ailesine, ülkesine ve hatta insanlığa yapacağı katkının herkes farkında.

Bundan dolayı çocuklarının eğitimi için her fedakârlığa katlanıyorlar.

Çocuklarının üniversite tercihi için kampüs kampüs dolaşıyor;en iyi tercihi yapmaya çalışıyorlar.

 

Tabii, bu talebi gören bazı yatırımcı ve müteşebbis ruhlar hemen harekete geçiyor. Her tür medyayı kullanarak bu öğrencileri çekmek istiyor. Bazıları için çok öğrenci, çok kâr demek…

Kurucu Rektör olarak dostlar ve gençler sık sık tercih konunda görüşümü soruyor.

Kişisel olarak elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz.

 

SOCAR’ın Türkiye CEO’su Kenan Yavuz’un sosyal medyadaki mesajlarını okuyunca ben de yazmayakarar verdim.

Öncelikle Kenan Beyi tebrik etmek isterim.

Sadece üniversite değil, gelecekleriyle ilgili tercih yapacak çocuklarımıza çok iyi uyarılarda bulunmuş.

Tıpkı Üstad Necip Fazıl gibi haykırmış: “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!”

Sadece gençleri değil, YÖK başta olmak üzere tüm yükseköğretim camiasını samimi olarak uyarıyor.

Bu tür yapıcı ve samimi eleştirilerdenöğreneceğimiz çok şey var diye düşünüyorum.

Kenan Yavuz sırada bir CEO değil.

3.6 milyar liralık cirosu ile Türkiye’nin en büyük 16. sanayi kuruluşu olan PETKİM’in de aralarında bulunduğu bir dizi yatırımı bulunan SOCAR’ınen tepe yöneticisi.

Şirket 10 yıllık bir süreçte Türkiye’de 20 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor.

Bu portföy de Kenan Yavuz’a emanet. İşe alınacak binlerce gençle ilgili o karar verecek.

Ancak, Yavuzşimdiden uyarıyor: “Üniversitelilere kapım kapalı”.

Sebep?

Üniversitedekimüfredatla yetişen mezunların işlerine yaramadığını söylüyor.

Yükseköğretime çağrıda bulunuyor:

“gelecek üç yıl içinde binlerce meslek eğitimli işçi istihdam edeceğim. Üniversite mezunlarına ise kapım kapalı”.

Zira üniversite mezunları içerisinde “nitelikli ara işgücünü” sağlayacak nitelikte eleman bulamıyormuş.

Kalitesiz üniversite mezunlarınınCV’sini ise “bakmadan çöpe atıyor”.

Hayatınınbaharında iş arayan bir genç için ne kadar büyük bir mahcubiyet!

Konu sadece gençler değil; onların aldığı eğimin kalitesi ve içeriği olunca hepimiz suçluyuz.

Kendimizi daha fazla kandırmaya ve öğrenci sayımızla böbürlenmeyegerek yok. Yükseköğretim liderleri olan rektörler, dekanlar ve hocalar…  Evet, hepimiz suçluyuz. Sokakta kapı kapı iş arayan; CV’leri çöpe atılanöğrencilerimizden sorumluyuz.

Onlarıgeleceğe ve mesleğe hazırlayan bir eğitim veremediğimiz için sorumluluğumuzu kabul etmeli ve süratle gereğini yapmalıyız.

Tercih yapacak öğrencilere tavsiyelerime gelince…

Öncelikle kayıt yapmayı düşündüğünüz üniversite ve bölümü iyi tanıyınız.

Üniversitelerin abartalı reklamlarına kanmayınız.

Öğretim üyelerine, personeline, AR-GE ve öğrencilerine yapacağı yatırımı, reklam ve tanıtım için kullanan üniversitelere dikkat ediniz.

Üniversitenin lideri Rektör ve eğitimkadrosudur.

Üniversitenin kurucuları rektör ve hocaları bir kenara bırakıp, ortaya çıkıyorsa dikkatli olun derim.

Sizi geleceğe hazırlayacak; sizlere her sorunu çözme yeteneğini öğretecek olan Mütevelli Heyet Başkanları ve üyeleri değil; kaliteli öğretimkadrosudur.

Mezun olduğunuzda, sizlere Mütevelli Heyetin isimleri değil, hangi hocanın öğrencisi olduğunuz sorulacak.

Ayrıca iyi ve dünya standartlarında bir üniversitenin belirli özellikleri var.

“Dünya üniversitesi” demekle, dünya üniversitesi olunmaz.

Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalara göre dünya üniversitesi olmanın temel ölçütleri açık ve net:

• En iyi akademisyen ve en iyi öğrencilere sahip olmak,
• Zengin öğrenme ve araştırma imkânları ile ileri araştırmalara ortam sağlamak,
• Stratejik vizyona sahip, yenilikleri teşvik eden, bürokrasiyi en aza indiren; öğretim üyelerinin ve öğrencilerini sinerjisini birleştiren çağdaş bir yönetim.

Tabii, haklı olarak ziyaret ettiğiniz üniversite yetkililerine sormalısınız:

• Küreselleşen dünyada eğitim kalitesi nedir?
• Ülke ve dünya piyasasında mezunları aranıyor mu? Yoksa CV’leri çöpe mi atılıyor?
• Öğrenci ve mezunlarının yaptıkları proje ve imza attıkları patent sayısı nedir?
• Teknoloji transferinde yerleri nedir?
• Uluslararası hoca ve öğrencilerin sayısı nedir?
• Hocaların eğitim ve öğretim kalitesi? Uluslararası bilimsel indekslerdeki yeri nedir?
• Öğrenci hoca oranı? Bir hocaya kaç öğrenci düşüyor?
• Tam zamanlı ve yarı zamanlı hocaların sayısı ve oranı nedir?
• Ders dışındaki bilimsel etkinlik yoğunluğu nedir?
• Üniversitenin kimliğinin bir yanı da kendine özgü mimarisi ve tasarımı ile kampüs ve binalarıdır. Öğrencilere sunduğu sosyal alanlar ve sportif imkânlardır. Hayatınızın önemli bir bölünü geçireceğiniz kampüs ne durumda? Spor imkânları var mı?
• Uluslararası üniversitelerle iş birliği var mı? Bu, işbirliği sonucunda gerçekleşen somut etkinlikler nelerdir?
• Erasmus’tan yararlanan öğrenci ve öğretim üyesi sayısı nedir?
• Mevcut öğrencilerin üniversiteden memnuniyeti nedir?

Dünya üniversitelerinin başka özellikleri de var:

• Öğrenme aşkının aşılanması,
• Rekabet ruhunun verilmesi,
• Bilimsel ve akademik özgürlüğün tam olarak sağlanması,
• Eleştirel düşünme, inovasyon ve yaratıcılığın müfredatın ruhu olması.
• Geçmiş odaklı değil, gelecek odaklı bir eğitim-öğretim

 

Kısacası, içinizdeki yetenekleri ve potansiyel ortaya çıkarak; düşlerinizi gerçekleştirebileceğiniz üniversiteyi arayıp bulmalısınız.

KenanYavuz’un de dediği gibi abartılı “reklamlara aldanmayın“.

Abartılı ve eğlenceli reklamlara gülün geçin.

Keşke reklam ve tanıtım işçin cömertçe harcanan kaynaklar, hocalara, öğrencilere ve üniversitenin kaynaklarına harcanabilseydi.

Şunu da unutmayın:

Henüz mezunu olmayan, ancak kendine özgü kimliği, vizyonu ve gelecek odaklı stratejileri olan yeni üniversiteleri de incelemeyi unutmayın.

Tercih yapacak genç arkadaşım!

Aydınlanma felsefesinin babası Kant “aklını kendin kullanmak cesaretini göster!” demekle aydınlanmanın fitilini ateşlemişti.

Ben ise “kalbin sesini” de ihmal etme derim.

Akıl ve kalbin sesini birlikte dinleyerek tercihin yapmalısın.

Hepinize seveceğiniz ve âşık olacağınız bir meslek; dünyanın her yerindeki iş kapılarını size açacak kaliteli bir eğim ve güzel bir gelecek temenni ediyorum.