MUHALEFETİN DOKUNULMAZLIĞINA DOKUNMAK, HALK DÜŞMANLIĞIDIR…

erdoğan

Sayın Erdoğan gaf yarışında rahmetli Cevdet Sunay ve Yıldırım Akbulut gibi mühim yarışçıları geride bırakmaya azimli olmalı ki, meşhur Hitler gafından sonra bir de dokunulmazlık gafı yapıvermiş uçakta: HDP Eş Başkanları Demirtaş ile Yüksekdağ’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istemiş.

Bu uçak meselesi hep kafamı kurcalamıştır. Büyük devlet büyüklerimiz genellikle uçaklarda ve dış seyahatlerde böyle gaflar yapıyorlar. Bunun sebebini yıllarca önce bir Sayın Büyüğümüze sormuştum, o da şöyle izah etmişti: “Basın toplantısında rahat değiliz, her görüşten gazeteci var, her şeyi sorabilirler. Oysa uçakta veya seyahatte bizim seçtiklerimiz var, kendi tribünlerimize oynar gibi rahatız, aklımıza ne gelirse söyleyiveriyoruz işte” demişti.

Özerklik veya öz yönetim tabirleri konusunda şahsen ben de Sayın Erdoğan gibi düşünüyorum ve bunlara karşıyım. Bence, Osmanlının son zamanlarında Prens Sabahattin’in formüle ettiği “adem-i merkeziyetçilik” tabiri en doğrusu. Yani “merkezi olmayan bir yönetim tarzı”…

Bunu bir ölçüde rahmetli Özal da “yerel yönetim” veya “yerinden yönetim” kavramlarıyla yenilemişti ve çok yaygın bir adem-i merkeziyet reformu planlıyordu. Aynı reformu AKP de ilk yıllarında düşünmüştü ve o zaman Başbakan olan Sayın Erdoğan’ın Müsteşarı Ömer Dinçer eliyle, bence çok güzel bir proje hazırlamıştı. Daha sonra bu güzel proje o zamanın gizli iktidarı olan “vesayet”e takılmıştı ve çok üzülmüştük.

İşte şimdi vesayet de yok, veya bize öyle söyleniyor. O zaman AKP şimdi pekala bir adım atabilir, kendi fikrini hayata geçirebilir.

Ama öyle yapmıyor, tam tersine bir proje hazırlayıp yerel yönetimlerin mevcut yetkilerini de kısmayı planlıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyeceksiniz ama maalesef durum böyle…

Ve en vahimi de, taaa Prens Sabahattin’den beri savunulan, hatta AKP’nin ilk yıllarında savunduğu fikirlerin bir kısmı HDP tarafından dile getirilince hemen vatan hainliği falan gibi çirkin klişelerle hücum başlatılıyor. Ve Eş Başkanların dokunulmazlıkları kaldırılarak hapsedilmeleri isteniyor.

İŞTE BURADA BİRAZ DURUN BAKALIM… HALKIN SEÇTİĞİ MİLLETVEKİLLERİNE CUMHURBAŞKANIN TALİMATIYLA DOKUNAMAZSINIZ… Bir kusurları varsa, bunun kararını sandıkta halk verir, siz değil…

Bendeniz de Demirtaş ve Yüksekdağ’ın son dediklerine ve yaptıklarına asla katılmıyorum, yanlış buluyorum. Hendeklerin arkasına saklanıp özerklik talep etmeleri, benim de aklıma o çirkin kanton saçmalıklarını getiriyor ve şiddetle redddiyorum. Üstelik, Haziran seçiminde halkın açtığı krediyi bu kadar kısa zamanda tükettikleri ve şahsen beni de aldattıkları için kendilerine çok kırgınım.
Ama benim onları beğenmemem başka, onların siyasi hürriyetleri başka…

Ben fikirlerini hiç beğenmesem de, hatta fikirleri toplumu şoke etse de, onların kendi “aykırı” fikirlerini, şiddeti özendirmedikleri sürece, serbestçe ifade etme hak ve hürriyetleri var.

Bu hürriyet demokrasinin özü olduğu kadar, rahmetli Özal’ın meşhur “üç hürriyet”ine de dahil. Eski bir ANAP’lı olarak ben başkalarının bana ters fikirlerini de serbestçe ifade edebilmelerinden yanayım. Ve bütün eski ANAP’lıların benim gibi düşündüğünü biliyorum.

BU GÖRÜŞÜMÜ, ÖZELLİKLE, AKP İÇİNDEKİ ESKİ ANAP’LI DOSTLARIMA İTHAF EDİYORUM. Eminim ki, komünizm ve şeriatçılık yasaklarını kaldırmakla övünen biz ANAP’lılar, şimdi de insanlar istiyorlarsa özerklik veya federasyonu falan da serbestçe savunabilsinler isteriz. Ve onların bu yanlış fikirlerine karşı devlet sopasıyla değil, kendi doğru fikirlerimizle mücadele ederiz.

Şahsen bendeniz, bir ANAP’lı olarak, siyasetlerine ve fikirlerine katılmasam da, HDP’lilerin fikir ve işfade hürriyetlerini savunmak için de bütün varlığımla mücadele ederim.

BÜTÜN DEMOKRATLARI VE BÜTÜN ESKİ ANAP’LILARI BU MÜCADELEDE FİKİR VE İFADE HÜRRİYETİ SAFINDA BULUŞMAYA DAVET EDİYORUM.

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat