İstanbul’daki Alevi konferansında konuşan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Bu ülkede neden bir Alevi bakan olmasın?” dedi. Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılmasını da istedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Alevilerin siyasette, demokratik yaşamda yaşadığı sorunları, çözüm önerilerini, beklentilerini tartışmak ve ortak bir siyaset perspektifi oluşturmak amacıyla İstanbul Eminönü’ndeki Legacy Ottoman Otel’de, “Alevilik: Tarih, Sorun, Tahayyül” konulu konferans düzenledi. Konferansa Alevi-Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği ve Demokratik Alevi Derneği üyeleri katıldı.

Konferansta iki gün boyunca “Tarihsel hafıza ve dünden bugüne Aleviler”, “Sorunlar ve çözümler”, “Demokratikleşme ve müzakere süreci” ve “Alevilerin Türkiye tahayyülü” başlıklı atölyelerde tartışmalar yürütülecek. Ardından sonuç bildirgesi açıklanacak. Bugün başlayan konferansın sabahki oturumunda Alevi kültürüne göre çerağ uyandırılarak gülbenk okundu ve deste bağlandı.

Konferansta bir konuşma yapan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’de yaşayan sorunların çözüm adresi olarak HDP’yi gösterdi:

“Zoru başardık, HDK bunu başardı, HDP bunu partileştirdi başardı, şimdi bunu iktidara taşıyarak başaracağız. Hep birlikte Türkiye’de hükümet olmak istiyoruz. Neden Türkiye’nin hükümetine, bakanlar kuruluna baktığımızda, neden bir Alevi bakan, neden bir Ermeni bakan, neden Kürt kimliğiyle bir bakan, Türkmen bakan, Arap, Azeri bakan olmasın? Neden olmasın? Bütün Türkiye halkları o bakanlar kuruluna baktığında ‘evet bu benim hükümetim, bu parlamento, bu devlet benim’ demesin. Neden demesin? Şu anda şu hükümete baktığımızda kim kendini görebiliyor? AKP’ye oy verenler bile kendilerini göremiyorlar. Çok renkli, çokkültürlü, çoksesliysek devletimiz de, hükümetimiz de, parlamentomuz da böyle olmalı. Biz bu ülkenin sahibiyiz. Bu ülkeye dün gelen de bin yıl önce de gelen de bu ülkenin gerçek sahipleriz. Bu ülkede nefes alan herkes, 7’den 70’e hepimiz bu ülkenin asli unsurları, öz evlatları, kendi öz vatanımızda yaşayan halklarız. O halde talep eden, isteyen olmaktan çıkmalıyız. İnşa eden olmalıyız. Bizzat gerçekleştiren olmalıyız.”

Demirtaş’ın gündemindeki bir diğer konu Diyanet İşleri Başkanlığı ve zorunlu din dersiydi. Zorunlu din dersinin inancı yaşamayı kolaylaştırmadığını söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti:

“Zorunlu din dersi bir baskıdır, kaldırılması lazım. Bunu sadece Alevi toplumunun talep ediyor olmasına da şaşıyor, hayret ediyorum. En fazla Sünni toplumun karşı çıkması lazım. Zorunlu din dersi diye bir şey olur mu ya? Devlet sana zorla kendi dinini anlatıyor. Devlet kendi dinini senin çocuğuna anlatıyor, benim Sünni kardeşim de bundan mutlu oluyor. En çok Sünni’nin buna karşı çıkması lazım. Ben Müslümanım diyenin buna karşı çıkması lazım. Orada Müslümanlık, Sünnilik sana anlatılmıyor. Allah’ın kitabını anlatmıyorlar ki, devletin kitabını anlatıyorlar. Dini kendine göre evirip çevirip çocuklarımıza zorla empoze ediyorlar. Biz bu kaldırılsın deyince yaygarayı koparıyorlar. ‘Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın’ dediğimizde sanki ‘din kaldırılsın, din yasaklansın’ demişiz gibi en fazla dikkat edin Diyanetçiler yaygara koparıyorlar. Bir trilyonluk makam aracı var. Kaldırılsa mecburen halk otobüsüne binecek. Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsa minibüse binecek, işe gidip gelecek. Bir din adamından normalde beklenen budur. Cuma günü hutbe okunacak. Devlet Ankara’dan yazı gönderecek, camiye ne okuyacağımıza, hangi dilde okuyacağımıza Diyanet İşleri Başkanı karar verecek. Böyle din olur mu? Devletin dini, Allah’ın dini oluncaya kadar mücadele etmek lazım.”

Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 400 milletvekili istemesine ve AKP’ye de tepki göstererek, “Ne Kürt’ün derdine yarasına merhem olacaklar ne Alevilerin. Ne taşeron işçinin, asgari ücretlinin, ne katleden kadının, üniversitede hakarete uğrayan öğretim görevlisinin, öğrencinin derdine derman olacaklar. O derde derman geldiği gün ortada AKP ve AKP tarzı bir devlet kalmamış olacak zaten. Onu da AKP kendi eliyle yapmayacak. Dikkat ederseniz zaten bu sorunları çözmek için 400 istemiyor. Hiç bu sorunlardan bahsetmiyor. Kendisine çok yüz verdiğimiz için 400 istiyor” dedi.

HDK Eşsözcüsü HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de “Kürt sorununun çözümü Türkiye’de yeni bir anayasayı birlikte getirecek. Dolayısıyla Alevilerin bunun dışında kalması mümkün değildir. Alevilerin bu süreç katılması olmazsa olmaz bir koşuldur. Kürt sorunun çözümünde herkesin yer alması önemli. Çünkü bu barış hepimizin barışı olacaktır” ifadelerini kullandı.