Nevruz Fars, Kürt, Zaza, Azeri, Afgan, Arnavut, Gürcü, Türkmen, Tacik, Özbek, Kırgızlar dâhil neredeyse tüm kuzey yarımküre tarafından kutlanan geleneksel bir bahar bayramdır.

Dahası, Nevruz doğanın uyanışını ve değişimi temsil ettiği için tüm mahlûkatın bayramıdır. Nevruz “mahlûkatla, mevcudatla başbaşa kalıp, derin derin tefekkür etmenin” ve hayatı bir bütün olarak sorgulamanın günüdür.

Dünya gezegeni denilen bu evde birlikte yaşadığımız farklı din, ülke ve ırklara mensup farklı insanlar gibi, tüm canlıları ve özellikle çevremizdeki hayvanları hatırlamanın; onların sorunlarını anlamanın ve çözmenin günüdür.

Tam da bundan dolayı, Nevruzu anlamak hayatı ve yeniden doğuşu anlamak demektir. Mevlana tabiattaki yeniden doğuş ve değişim olgusunu çok zengin bir dil ile bize anlatmaktadır:

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi!

Her gün bir yere konmak ne güzel!

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş!

Ne kadar söz varsa düne ait

Dünle beraber gitti cancağızım,

Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım.”

 

Tam da bundan dolayı umut ve büyük beklentilerle Nevruzu kutluyoruz.

Siyasilerimizin ülkemin kronikleşmiş sorunlarıyla ilgi “yeni şeyler söylemsizi, yeni adımlar atmasını” beklemek hakkımız.

Nevruz bu bölgede yaşayan tüm milletler için ortak bir değer.

Bu geniş coğrafya üzerinde yaşayan farklı milletlerin de baharla, yeni yılla ilgi kültürleri aynı veya çok benzer.

Konunun tarihin derinliklerine inen köklerinin olduğu açık.

İnsanlığın ortak köklerine de işaret ediyor.

 

Bundan dolayı da, 2010’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3000 yıldan beri kutlanmakta olan Pers kökenli bu şenliği, Dünya Nevruz Bayramı ilan etti.

 

Nevruz geleneği Anadolu’muzun her tarafında bugün de yaşanmakta, bayramlar tarzında, birlikte neşelenmeye, birlikte eğlenmeye, yardımlaşmaya, kardeşliğe vesile olmaktadır.

Ancak bu yıl Nevruzu bölgemizde yaşanan bazı trajik hadiselerin gölgesinde kutluyoruz.

Arap Baharının tetiklediği olaylar durulmuş değildir.

Komşumuz Suriye’de iç savaş hala devam ediyor. Her gün acı haberler geliyor.

Tunus, Yemen, Irak’tan her gün trajik terör haberleri geliyor.

Kobani’de sündürülen ateşin etrafa yayılma ihtimalini unutmayalım.

Sürdürülen demokratikleşme ve barış sürecini kişisel hırs ve menfaatlere kurban etmenin faturasının kimse ödeyemez.

Dahası Makyavel’den önce ve sonra da bildiğimiz makam, mevki, güç ve kişisel çıkarlarımızı bir seferlik hep birlikte bu Nevruzda kurban edelim.

Çocuklarımız ve torunlarımız için umut dolu bir geleceği inşa etmek için bir adım atalım.

Nevruz’un sadece insanımız, bölgemiz ve insanlık için değil, tüm uyanan doğa ve canlılar için de barış ve huzur getirmesi temennisiyle….

Newroz pîroz be!

Nevruzunuz Kutlu Olsun!