Seçimler yaklaşıyor, sinirler geriliyor

seçim

,Seçimler yaklaştıkça ülke gündeminin hepimizi aptala çevireceğinden adım gibi eminim artık! Siz de şöyle son 2 haftayı bir hatırlamayı deneyin isterseniz.

Yazıya başladığım saatte dolar 2.67 TL.’yi görmüştü. Bu kez Brezilya’da falan dolar fiyatı böyle artmadığı için ‘olur böyle şeyler’ de diyemiyoruz. Merkez Bankası Başkanımız da zaten ‘bitse de gitsek’ havasında. Başbakan’ın birkaç ay önce açıkladığı OVP’da dolar kuru hedefi 2017 sonu için 2.44 TL.idi .Ama  olsun!  Bu  kadar sapma her zaman olur. Ekonomimiz çok güçlü. Siz hoplayıp zıplayan kura bakmayın.

Türkiye’yi biraz bilenler seçimler yaklaştıkça suların çok ısınacağını zaten biliyorlardı ama yine de dünyanın gözü üstümüzdeyken ve ekonomi bu kadar kırılgan iken bu kez belki sağduyu egemen olur diye umutlanıyorlardı.  Ama ne gezer?! Önce Savcı’nın 10 kurşunla şehit edilmesi, ardından Fenerbahçe otobüsüne yapılan saldırı ve nihayet Ağrı Diyadin…

Ağrı Diyadin’de hafta sonu ne olduğu konusu, birbiri ardına yapılan resmi açıklamalara rağmen, hala karanlıkta.

Öyle görünüyor ki, Ağrı Valiliği ‘önleyici tedbir’ almış. Bu terimi Bush ve neoconlar sayesinde iyi  ezberlemiştik. İki de bir çıkar ‘preemptive strike’ ,’war on terror’. derlerdi. Bizdeki de ‘election war’ galiba.

TSK, yaralı askerlere yardım ettiği için yöre halkına teşekkür ederken İçişleri bakanlığı, halkın yaralıların taşındığı battaniyenin azıcık ucundan tuttuğu açıklamasını yaptı. Belki bu açıklama sonrası TSK da yeni bir açıklamayla teşekkür açıklamasını düzeltir, ‘ucundan’ teşekkür eder.

TRT de election war’a  tüm gücüyle katılmış ve ana muhalefet partisinin seçim için yaptığı propaganda filmini yayınlamayı, ‘hükümeti eleştiriyor’ gerekçesiyle yayınlamayı reddetmiş.

Böylece  AKP,CHP,MHP,HDP ve diğer tüm partilere oy veren vatandaşların ödediği elektrik faturasından aldığı payla finansmanı sağlanan TRT, dünya yayıncılık tarihine en tarafsız yayın kuruluşu olarak adını yazdırmış bulunuyor.Ama belki de TRT özelleştirilmiş ve benim gözümden kaçmış olabilir.Bunu da not edeyim.

Cumhurbaşkanı üçüncü kez kabineyi topluyor. Gündemi tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu arada süper Lig futbol takımı kaptanları, TFF Başkanı, Klüpler Birliği’nin çiçeği burnunda başkanı ve Türkiye futbol genel direktörü (tam adını hatırlayamadım ama tüm teknik direktörlerin de direktörü gibi bir unvandı) Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildi ve maç sonrası forma değiştirerek iç barışa katkıda bulunmaları sağlandı. Biz de bundan sonra Cumhurbaşkanı’ndan tüm siyasi partileri eşit sevmesini bekliyoruz…

TÜSİAD Başkanı, “aman dikkat,enflasyon başını kaldırıyor, hukuki güvenlik, yatırım ortamı vb.” dedi ve artık gelenekselleşmiş olan mutad TÜSİAD Başkanları için uygun görülen  fırçasını yedi..

Yeterliliği ve liyakatı çok tartışılan TÜBİTAK Başkanı istifa etti ve birkaç gün sonra tutuklandı. İstifa etmek artık yasak galiba.. Allah Hakan Fidan’ı korumuş…

31 Mart elektrik kesintisinin nedeni hala açıklanmadı ama bir kesinti daha oldu. Neyse ki o arada Washington’da da trafo patladı ve Beyaz Saray dahil tüm Washington 2 saat karanlıkta kalınca, Enerji Bakanı’mız çok rahatladı ve bize o kesintiyi örnek göstererek “elektrik bu, ne yapacağı belli olmaz” deme zemini buldu.. Ama bilgi karanlığı devam ettikçe komploların da sonu gelmiyor. Seçim gecesi yaygın kesinti ihtimalinden tutun da kaynağı belirsiz paraların ülkeye girişinin kesintiyle ilişkisine  kadar sayısız komplo üretiliyor… Neyse ki seçimlere gölge düşmesini önleyecek en önemli açıklama ise YSK Başkanı’ndan geldi de biraz rahatladık. Tüm kediler toplanmış.

Merkez Bankası kayıtlarına göre Şubat ayında ülkeye kaynağı belirsiz 4.3 milyar dolar girmiş.Bu son 17 yılın rekoruymuş. Hoş,bu aralar rekor üstüne rekor kırıyoruz, tutuklu gazeteciler olmak üzere ,pek çok konuda dünyada ilk sıraları kimseye bırakmıyoruz ya.. Yine de bu paranın kaynağını merak ediyor insan! Üstelik ülkeye hangi yollardan girdiği ile ilgili spekülasyonlar da gırla gidiyor.

Bu arada,Mecliste kanunlaşan, 2013 yılı kesin hesap bütçesinde 719 milyon 59 bin 469 lira 13 kuruş da ortadan kaybolmuş. Kayıp para kanun ekler listesinde küçük harflerle yazılan dipnotta belirtilmiş. Sayıştayın 2013 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu ve Hazine Müsteşarlığı Denetim Raporu olmasa biz de bilmeyecektik. Zaten bu Sayıştay’a öteden beri gıcığız..

Bir de barış sürecimiz vardı. Bildiğim kadarıyla kimse masadan kalkmadı ama, ortadaki masa “abrakadabra” oldu. Biz de  sürecin  “sen var başkanlığa evet, barış süreci yürümek ,sen yok  başkanlık demek, barış marış yok”  tarzında yürüdüğünü öğrenmiş olduk. Ayrıca bu süreçte tarafsız bir üçüncü gözün ‘izleme komitesi’ nin ne kadar hayati olduğunu da Ağrı Diyadin’de yaşananlarla öğrendik!..

Ha! Unutmadan ekleyeyim. Arabuluculuk da artık çok tehlikeli bu ülkede. Baksanıza İstanbul Barosu Başkanı’nın başına gelenlere.. Savcı  Kiraz’ın hayatını kurtarmak isterken “teröristlerle konuşan” adam oldu. Sezgin Tanrıkulu’nu uzak görüşlülüğünden dolayı kutlamak lazım. Eğer arabuluculuk teklifine evet deseydi. CHP bugün alkışlı falan propaganda yapamayacak, “benim  DHKPC ile ne ilgim olabilir”  diye dert anlatmaya çalışacaktı. Büyük geçmiş olsun!

Tabii bu arada eğitim ,insan kaynağını daha güçlü ve verimli kılmak, bilimde teknolojide atılım yapmak falan yok gündemimizde. Onlar da bir başka seçimde inşallah!

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat