Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın huzurunda Başkanlık Sistemi’ne yönelik kaygılarını, eleştirilerini sıralayan  olmuş mudur?

Belki bir,iki olmuştur ama şu ana kadar duyulmadı.

AK Parti içerisinden itirazı olanlar olsa da bunu dillendiren yok.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sofrasında bu ‘duruş‘ u gösteren 2 kadından bahsedeceğim. İkisi de milletvekili değil.

Selefi Abdullah Gül’ün “Çankaya Sofrası” geleneğini “Cumhurbaşkanlığı Sofrası” olarak devam ettiren Erdoğan önceki gün özenle seçilmiş misafirlerini ağırladı.

Hukuk, siyaset bilimi, kamu yönetimi, sosyoloji ve ileşim alanlarında çalışan akademisyenler,düşünce kuruluşu temsilcileri vardı yemekte.

Bu isimlerin ortak önemli bir ortak özelliği de “yönetim modelleri” üzerine kafa yormuş “Başkanlık Sistemi” konusunda kalem oynatmış olmaları

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, TBMM Anayasa ve Adalet Komisyon Başkanları Burhan Kuzu ve Ahmet İyimaya , Cumhurbaşkanlığı bürokratlarıyla

beraber 19 isim katıldı o yemeğe. 17 erkekle birlikte 2 kadın da o sofradaydı.

Yemekte neyin konuşulacağı belliydi. “Başkanlık Sistemi” gündemiyle biraraya gelmişlerdi. Kimin ne söylediğine ‘içerde’ neler konuşulduğuna

baktım ve bazı değerlendirmeler dikkatimi çekti.

Gazeteci Gülay Göktürk ile Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Gonca Bayraktar sadece yemeğe katılan 2 kadın olmalarıyla değil

kimi değerlendirmeleri hattı kaygılarıyla sofradakilerin de dikkatinden kaçmamış.

Çoğunlukla Başkanlık Sistemi’ne geçişin gerekliliği üzerinde durulan ve bu gündemle bir araya gelinen yemekte 2 kadının yaklaşımı biraz farklı olmuş.

Başkanlık Sistemi’ne kategorik olarak bir karşı çıkışları yok ama “parlamenter sistemle de pekala yola devam edebiliriz” anlamına gelen değerlendirmeler

yapmışlar.

Yönetim modelinden çok yasama-yürütme ilişkileri ve sistemin işleyişinin önemli olduğunu savunmuşlar.

Tabii bir de dile getirilen kaygılar var. Mesela Gülay Hanım, “kutuplaşma” riskinden söz etmiş. Başkanlık Sistemi’nin toplumu daha da kutuplaştıracağı

kaygısı taşıdığını söylemiş. Başkanlık Sistemi’nin Latin Amerika ülkeleri ve modeliyle birlikte gündeme gelmesinin rahatsız edici olduğunu kaydetmiş.

Gonca Hanım uzun ve dikkat çekici bir konuşma yapmış. Sistemlerin “iyi-kötü”   olarak tartışmanın bizi bir yere götürmeyeceğini “yaygın uzlaşı” nın önemli

olduğunu vurgulamış. Türkiye’de tartışmanın yanlış bir noktada cereyan ettiğini de belirtmiş. “Önemli olan kuralların ne olduğudur” diyen Gonca Hoca, kamuoyuna

yansıyan önerilerin ABD sistemine uymadığını sadece 2 ortak yönü olduğunu belirtmiş. Belki de en dikkat çekici cümlesi şu olmuş:” Parlamenter sistem kötüdür yargısı

doğru değil. Onun ıslahı da tartışılmalı, masada detaylı bir şekilde konuşulmalı. Başkanlık Sistemi sahip olduğumuz bütün sorunları çözemeyeceği gibi doğrudan otori-

terizme de yol açmaz. İki görüş de yanlıştır”

O sofrada 19 kişi olduğunu söylemiştim. İçlerinde çok net ifadelerle Başkanlık Sistemi’ni savunan hatta bunu zaruret gören isimler de var.Buna karşın “kaygı”ları

dile getiren Gülay Göktürk ve Gonca Bayraktar’ın gerekçeleri yukarıda değindiğim şekilde. Şöyle bir yoklama da yaptım. Acaba, bu 19 kişiden sadece 2 kadın mı “kaygı”

larını, parlamenter sistemin ıslahı üzerinde durulabileceğini dile getirdi. Bana söylenen 5 civarında ismin “acaba” diyerek en azından “şerh” düştüğü yönünde.

kişi çerçevesinde düşünmeyin,ülkenin geleceği açısından bakış gerekli.

Acaba Erdoğan ne dedi?

Yemek oldukça sıcak bir ortamda geçmiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuklarıyla neredeyse tek tek ilgilenmiş. Söylenen her sözü dikkatle dinlemiş.

Önce açılış konuşması yapmış ve Başkanlık Sistemi’ni niye istediğini anlatmış. Erdoğan , kimi kaygıları da dinledikten sonra, “Başkanlık Sistemi kişiye kaim değil.

Benim ismimle birlikte düşünmeyin.Cumhurbaşkanı olarak şu anda yetkilerim az değil ama bunu Türkiye’nin geleceği için istiyorum“anlamına

gelen değerlendirmeler yapmış.