Karadenizli ile Karabenizlinin arasını kim bozdu?

erdogan-obama-ile-hangi-konuyu-gorustu-31334

“Eskiden Obama ile iyiydik…”

Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıktı.

Ne anlıyoruz?

Şimdi iyi olmadığını.

Amerika ve Başkan Obama ile ilişkiler pek de “iyi” sayılmaz. En azından eskisi gibi değil!

Sürpriz mi derseniz, hayır! derim. Bütün işaretler bunu gösteriyor zaten.

Daha bir kaç gün önce .. 3 Müslüman genç öldürülünce “Reis” ayakbastığı ABD kıtasından, “Neredesin Başkan!” diye seslenmişti.

Obama’nın ve ABD yönetiminin bu üsluba alışık olmadığı için şaşırdığını tahmin edebiliyoruz.

Sözcü Psaki’nin sözlerinden de bu ifadelerden hoşnut kalmadıklarını duymuş olduk.

Vaziyet böyle!

Geçmişi hatırlayınca “Hey gidi günler!” diyorum.

Obama’nın seçildiği ilk günleri hatırlayalım. Türkiye’de bayram havası esmişti.

Bu halk Kennedy ve Clinton’a da sempatiyle bakmıştı  ama Obama‘yı bir başka sevmişti.

Anadolu’da insanların bir kısmı halen onu  “gizli Müslüman” olarak görür ve yakın hisseder kendine.

Recep Tayyip Erdoğan ile Barack Obama’nın kimyaları da uyuşmuştu.

Biri Karadenizli” ise diğeri “Karabenizli” ydi.

Birisi ABD’nin “zenci” si diğeri de yıllarca “öz yurdunda parya” muamelesi görmüştü.O da kendisini “zenci” görüyordu.

“Başkan” Obama’nın ilk döneminde “Başbakan ” Erdoğan ile ilişkisine diyecek yoktu.

Obama bizzat kendisi, “Dünyada en yakın çalıştığım 5 liderden biri” demişti Erdoğan için.

Geldiğimiz noktaya bakınca…. “Neredennn nereye” dememek elde değil!

İlişkilerin eski halinden eser yok şimdi.

Gezi olaylarından bugüne Beyaz Saray’dan yapılan “can sıkıcı” açıklamaların haddi hesabı yok.

Biz “Esed” dedikçe ABD “ISİD” diyor.

“İsrail” konusunda “one-minute” olayından bugüne ayrı noktadayız zaten.

Dış politika mı sadece? İçteki gelişmelere de Washington ile Ankara aynı düzlemden bakmıyor çoğu zaman.

Sorunların listesi, anlaşmazlık noktaları her geçen gün kabarıyor.

Dost ve müttefik iki  ortağın ” uzun zamandır tadı yok.

Niye böyle oldu? sorusunun cevabını herkes gibi ben de çok merak ediyorum.

Akla ilk gelen “one-minute” olayı yani İsrail politikası oluyor ama…

Benim yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenim 2013 Mayıs ayının önemine işaret ediyor.

Sıcak bir Mayıs gününde…

Erdoğan, kalabalık bir heyetle Washington’a gitmiş ve “A” tipi protokelle karşılanmıştı.

O ziyaretin özelliklerinden birisi de ilk kez Beyaz Saray’daki bir görüşmeye  MİT Müsteşarının katılmış olmasıydı.

Hakan Fidan o gezinin heyetindeydi ve resmi görüşmelerde yer almıştı.

Görüntüde olağanüstü bir durum yoktu. Her zamanki gibi “başarılı ve verimli” geçmişti.

Fakat…

16 Mayıs 2013 tarihinde yapılan o görüşmeye ilişkin o kadar çok “senaryo” dinledim ki AK Parti cenahından.

Aklıma gelenlerden bir kaçını yazayım hemen.

–ABD Başkanı Obama o görüşmede Türkiye’den yaşadığı hayal kırıklığını dile getirmiş.

— Suriye, Irak politikaları konusunda aynı yerde durmadıkları söylenmiş.

— Obama yanındaki ABD heyetini gösterdiği  Erdoğan’a, ” Bu odada tek dostunuz ben kaldım” demiş.

— İsrail ile bir an önce “normalleşme” nin sağlanması gerektiği üzerinde durulmuş.

Bunlar duyup da yazdıklarımdan bir kaçı. Bir de duyup da yazmadıklarım var.

Çünkü ,hangisi doğrudur bilemiyorum. Görüşmeye tanık olanlardan birisinin anlattığını diğeri yalanlayabiliyor.

Nihayetinde “resmi” görüşme olduğu için hepsi doğru bile olsa  yazılacak her türlü bilginin yalanlanma olasılığı mevcut.

O geziden sonra müthiş hareketlilik olmuştu. Türkiye ve Dünya’da.

31 Mayıs’ta “gezi olayları” patlak verdi.

Beyaz Saray kendi teammülerini aşarak “Gezi” ye  bazı günler iki defa destek çıkan açıklamalar yapıyordu.

“Arap Baharı” tersine dönmüş ve 3 Temmuz’da Mısır’daki darbeyle seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi devrilmişti.

Erdoğan’ın aleyhine  esen küresel rüzgarlar o tarihlerde yoğunlaşmıştı.

Kimi mahfillerde açıkça “Erdoğansız AK Parti” projesi konuşuluyordu.

Dış güçler” devredeydi…  Ağızlar söylemese bile parmakların gösterdiği ülkelerin başında ABD geliyordu.

Kimine göre Erdoğan bu “tehlike”yi görmüştü. ABD ziyaretinde zaten  havayı almıştı.

Halkın tansiyonunu düşürmek yerine meydanlara insanları toplaması bu sebepleydi.

Dışardan esen dalgayı   “milli irade” marifetiyle savuşturacağını hesaplamıştı. Öyle de yaptı!

Bu planında başarılı olduğu söylenebilir. Nihayetinde yerel seçim kazandı ve Cumhurbaşkanı oldu.

Buna rağmen eskiye dönüş olmadı, olamadı.

Hatta her geçen gün ilişkilerin geleceğine ilişkin kaygılar arttı.

Ankara-Washington hattının “koptuğu” iddiasını abartılı bulup, katılmamakla birlikte;

Erdoğan’ın son sözlerinden anlıyoruz ki o “tehlike” henüz geçmiş değil!

“yalnızlığı umursamıyorum” demesi boşuna söylenmiş söz olamaz.

Bunun göze alındığı anlamını bile çıkarabiliriz o sözlerden.

Yazımızın ana konusuna dönersek Erdoğan ile Obama’nın Türkiye ile ABD’nin arası en iyi tabirle “limoni”.

Sebebine indiğinizde bütün yollar bizleri  işte o 16 Mayıs 2013 tarihinde yapılan toplantıya götürüyor.

Sahi, o toplantıda ne oldu?

Birileri çıkıp anlatsa.

Nedir bu ABD ve Obama ile bir türlü anlaşamadığmıız konular?

 

 

 

 

 

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat