Operasyonu 2 ay önce nasıl öğrendim?

dirilişş

 

Bundan 2 ay kadar önceydi.

Bir öğle yemeğinde yolumuz kesişti.

Defalarca TV programı yaptığım saygın bir akademisyen. Haber kanallarının vazgeçilmez analistlerinden.

Uzun zamandır görmemiştim. Akademik çalışmalar için yurt dışındaydı.

O sofrada laf döndü, dolaştı “Suriye, İSİD” meselesine geldi .

Hoca” orada ilginç değerlendirmeler yaptı. ABD’deki think-thank kuruluşlarındaki havayı aktardı.

Ve o an bir şey söyledi:” Diriliş dizisini izliyor musunuz?”

Ben sadece fragmanını izlemiştim ama masada epey izleyen çıktı.

TRT’de yeni oynamaya başlayan o dizinin zamanlaması ve ana karakterinin “manidar” olduğunu anlatarak başladı söze.

“Süleyman Şah” karakterine dikkat çekti ve şunu söyledi:” Kamuouyu hazırlanıyor…”

Süleyman Şah dizide ön plana çıkarılmış güçlü bir karakterdi.

Bunun bir “subliminal” mesaj olduğu, devletin (hükümetin) şimdiden vatandaşın bilinç altına yatırım yaptığını anlatıyordu

 

Türkiye’ye yeni gelmişti ne çabuk böyle bir yargıya sahip oldu diye düşünmeme gerek kalmadı.

Sonra devam etti.

Anlattıkları benim gibi “kozmik bilgi” ve komplo teorileri”ne oldum olası ifrit olmuş birisinin bile heyecanla dinletecek şeylerdi.

Somut olaylardan bahsetti. Türkiye’de değil ABD’ndeki think-thank kuruluşlarında, Batıılılar arasında tartışılan bir konuymuş meğer bu.

Başladı anlatmaya…

“Süleyman Şah türbesi ISİD’in elinde sayılır.Bölgenin kontrolü onlarda ama şu anda zarar vermiyorlar” dedi.

Saygı Karakolu’nda görevli askerlerimizin “ 11 aydır değiştirilemediğini ” de ekledi.

Her an Süleyman Şah türbesine bir operasyon olabileceğini söyledi.

Yani dün gece yaşananların işaretini veriyordu.

Yanlış hatırlamıyorsam özetle şunları söylemişti:” Türkiye ile ABD’nin arası çok

kötü. Türkiye, sadece ABD’de değil Batının önemli bölümünde Suriye,

ISİD politikası nedeniyle eleştiriliyor. ABD, ISİD’e kara harekatı istiyor.

Tayyip Bey’de razı ama Türkiye’nin ön koşulu ISİD ve Esad’ın aynı

paket içinde değerlendirilmesi

Şimdi kısa bir ara verelim o konuşmaya.

Operasyondan hemen sonra sosyal medyaya düşen o görüntüyü görmüşünüzdür. “Diriliş” dizisinde  geçen şu diyaloga dikkat:”

“Merak etme Kurdoğlu, neslimizden birileri gelir mezarımızı burada komaz”(http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/paparazzi/28268622.asp)

Ya senaristler müthiş öngörülü ve feraset sahibi. Ya da bugünlerde yaşanacaklar biliniyordu.

Bundan sonra Süleyman Şah türbesine dönük bir operasyona hazır olmamız gerektiğini söylüyordu.

Yeniden o masaya dönelim…

Operasyonun bölgedeki gelişmeler yani Esad’ın geleceği, çözüm süreci, YPG, kantonlar…birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyordu.

Benim anladığım Süleyman Şah türbesinin bölgedeki yeni gelişmeler için adeta bir ‘işaret fişeği”  olacağı yönündeydi.

Aradan bir süre geçtikten sonra gazeteci Metehan Demir yazınca Süleyman Şah türbesi  kamuoyunun gündemine girdi.

Hükümet kanadı yalanladı ama Metehan ısrarını sürdürdü. Yaşanan gelişme yazdıklarının hiç de yabana atılamayacağını gösterdi .

Buradan çıkarılacak dersler var.

Önce iğneyi kendimize batıralım.

Gazetecilikte kuraldır. Elindeki “haber” i bekletmeyeceksin.

Bu yazdıklarıma inanmayanlar olacaktır ama çok güçlü “şahit” lerim olduğunu söylemeliyim.

Allah’tan en az 10 kişiye anlatmışımdır bu meseleyi.

Bir de şunu merak ettim…

Hollywood’un devlet politikasına uygun “subliminal” mesajları olduğu  hep söyleniyor.

Sinema, kapitalizmin, sosyalizmin, emperyalizmin,faşizmin… bilumum “izm” lerin taşıyıcı unsuru da olmuştur tarih boyunca.

Buna uygun yapımlar anlatılır. Mesela , “Rambo” serisinin  ABD

“milliyetçiliği”, Cosby Ailesi’nin de “Aile değerlerini” güçlendirme adına

çekildiğini duymuştum. ABD’nin Körfez ve Irak harekatı, Vietnam Savaşı v.b

operasyonlarına ilişkin yüzlerce film vardır.

Çok sevdiğim arkadaşlarımdan ikisi heralde 3 yıldır filan başımı etini yemiştir. “Bir

gazeteci olarak nasıl seyretmezsin?” diye “House of Cards “ve

“Homeland” dizilerini izlemediğim için fırça atmışlardır!

Onlara göre politikanın, dünyanın gidişatının “şifre” leri o dizilerin içesinde öyle güzel anlatılıyor ki!

Bizde de bu işler son dönemde yoğunlaştı.

Şu sıralar vizyonda olan “Kod Adı K.O.Z” mesajını direk veren  bir film.

Ya diziler?

Düzenli dizi izleyicilerinden değilim.

Mesaj yoğunluklu diziler denince aklımıza muhafazakar kanallar geliyordu.

Eskiden ak sakallı dedelerin iyilik dağıttığı “sır kapı” sı ve türevleri vardı.

Samanyolu TV’nin başlattığı Kanal 7’nin devam ettirdiği türevleri ‘dini’ içerikli dizilerdi.

O moda geçti. Şimdi “memleket meselesi” ni ele alan, “dünyaya posta koyan” ya da “devlet kurtaran” diziler moda.

İçerisinde alabildiğince politik mesajın olduğu devletin istihbarat örgütlerini “yücelten” diziler.

Mesajlarını bizlere gizemli  bir şekilde  “karanlık kurul” ya da  “konsey” den ,olmadı “süper kahraman”  üzerinden veriyorlar.

“İyi” ve “kötü” nün mücadelesine tanık oluyoruz sürekli.”Gri” bir alanı görebilmemiz çok zor o mesajlarda.

Kimi sosyolojik olayların cevabını bile “güvenlik” ambalajıyla izliyoruz.

Herşey yolunda giderken hep önümüzü kesmeye çalışan “birileri” yok mu?

Suç, kabahat hep “dışarda” ya da “başkasında” oluyor nedense…

Özel kanallar böyle. Yazıya bir anlamda ilham konusu olan “Diriliş” dizisini yayınlayan Devlet televizyonu nasıl?

Diriliş” dizisi TRT’de oynuyor. Reytingine bakılırsa başarılı olmuş bir dizi.

Yayına gireceği gün capsler yayınlanıyor, AK Parti çevreleri sıklıkla bunu paylaşıyor.

Operasyonun şifr

Orada bir şey daha dikkatimi çekiyor. Sadece capslere bakınca “Süleyman Şah” dışında mesajları da algılamanız mümkün.

Devlet içerisinde “paralel yapı” , “ikilik” olmayacağı mesajını ana karakterlerin sıkça verdiğini anlıyoruz o paylaşımlardan.

Son sahnelerine denk geldiğim merhum Gaffar Okkan’ın hayatını anlatan yapımda da  benzer mesajlar dikkatimi çekmişti.

Başka dizilerde durum nedir bilmiyorum. Benim gördüğüm  “anoloji” yapıldığı.

Geçmişte yaşanan olaylarla günümüz arasında ilişki kuruluyor.

TRT Dizilerinde “paralel yapı” mesajları enteresan.Hadi, ben dizi özürlüyüm. Bunu çok kişiden duydum.

Haberler ve tartışma programlarında zaten her gün konuşuluyor malum mesele.

Dizi ve yapımlarda bile  “Hükümet-Cemaat kavgasının izlerini görmek mümkünmüş.

Bir arkadaşımın iddiası dizi senaryolarına ‘paralel ‘ mesajların özenle yerleştirildiği şeklinde.

Bir başka ihtimal!

Senaristler izleyici ilgisini düşünerek de bu mesajları yazmış olamaz mı?

Ne de olsa ‘reyting’ önemli!

Yazı çok uzadı.

Herhalde farketmişinizdir!

Osmanlı yoğunlukla gündeme gelince Osmanlı dizilerine de rağbet arttı.

Muhteşem Yüzyıl” bir başlangıçtı. TRT bunu “Diriliş “ ile sürdürüyor.

TRT’de bir başka dizi daha var. Fragmanlarını görüyorum. Çekim kalitesi dikkat çekici.

O dizinin adı “Filinta”

İlk fırsatta dikkatli dizi izleyicisi arkadaşlarıma soracağım

Acaba orada da var mı bir “subliminal” mesaj?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat