Seçim barajı yüzde 5’e mi düşürülüyor?

sandık

7 Haziran Genel Seçimleri öncesi defalarca tartışma konusu olan fakat Anayasa Mahkemesi’nin değiştirmediği yüzde 10 seçim barajı yüzde 5’e inerse ne olur. Meydan Gazetesi Ankara Temsilci Ömer Şahin barajın yüzde 5’e indirildiği takdirde oluşacak tabloyu yazdı.

İşte o yazı:

Siyasi partiler nasıl ki demokrasinin vazgeçilmezi ise seçim sistemi de demokratik işleyişin kalite göstergesidir.

Demokratikleşme adına bunca reform yapıldı. İyi de oldu. Dikkat edilirse siyasi partiler ve seçim kanununa çok fazla dokunulmadı.

AB müzakereleri yapan bir ülkeyiz ama siyasi parti işleyişi ve seçim mevzuatı 3’ncü dünya ülkelerini andırıyor.
12 Eylül’ün ürünü deyip sürekli ‘antidemokratik’ sözcüğüyle andığımız seçim barajı olduğu yerde duruyor.
Askerlerin yüzde 10 baraj koyma amacı ‘islamcı’ ve ‘kürtçü’ akımların önünü kesmekti. Ne oldu? Erbakan Hoca’nın talebelerinin kurduğu AK Parti 13 yıldır iktidar. HDP yüzde 13’le Meclis’te. O anlayışın amacı hasıl olmadı.
Güya ‘yönetimde istikrar, temsilde adalet’ sağlayacaktı. Kağıt üzerinde kaldı. Seçim barajıyla istikrar olsaydı 1991-2002 yılları arası koalisyonlarla yönetilmezdik.

Yine bir seçimin arefesindeyiz. Adım atılmazsa 35 yıllık köhnemiş baraj sistemiyle sandığa gideceğiz.
Demokrasiyi baraja boğdurmayacak, istikrarsızlığa yol açmadan adil temsil imkanı sağlayacak bir model mümkün mü?

Siyasetin adım atmadığı şu günlerde liberaller kolları sıvamış görünüyor. Özgürlükleri Araştırma Derneği (ÖAD) ‘Seçim Sistemi’ konusunda bir araştırma yaptırdı. Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Tanju Tosun’un çalışması ‘temsilde adalet siyasal özgürlüklerin teminatıdır’ şeklinde özetlenebilir.

Yüzde 5 baraj, Meclis’te 5 parti

ÖAD’nin çalışmasında Türkiye’ye yeni bir model öneriliyor. Bu modelde yüzde 10’luk seçim barajı ülke genelinde yüzde 5’e iniyor. 550 milletvekilinden 450’si yüzde 5’e göre seçiliyor.

Yüzde 5’e şöyle bir istisna da tanınıyor. Diyelim bir parti seçim çevresinde ilk sırada yer alıyorsa ülke geneli oyu kaç olursa olsun oradan vekil çıkarabiliyor.

Geçmiş yıllarda adına ‘Türkiye Milletvekilliği’ denen ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği model vardı. Benzer bir seçenek düşünülmüş. 100 milletvekili partilere aldıkları oy oranında dağıtılıyor.

Eğer bu model geçerli olsa ve mesela 7 Haziran seçimlerinde uygulansa ne olurdu?

Bu sistem AK Parti ve HDP’nin aleyhine CHP ile MHP’nin lehine bir tablo doğuruyor. AK Parti’nin sayısı 258’den 235’e düşüyor. CHP milletvekili sayısını 132’den 144’e çıkarıyor.

Yüzde 16 oy alan MHP ile yüzde 13’lük HDP’nin eşitliği MHP lehine bozuluyor. MHP’nin milletvekili sayısı 80’den 93’e yükseliyor. HDP ise 75’e iniyor.

Eğer bu model yürürlükte olsa SP’de 2 milletvekiliyle Meclis’te temsil edilen 5’nci parti olabiliyordu.
Araştırmayı yapan Prof. Dr. Tosun’un belirttiği gibi böyle bir model uygulansa ‘daha çoğulcu ve çok sesli bir parlamento oluşabilirdi. 7 Haziran seçimleri bizlere belki de uzun yıllar sürebilecek ‘koalisyon dönemleri’ne hazırlıklı olmamız gerektiği mesajını da verdi.

En az 4 partinin parlamentoya girdiği bir seçimden tek başına iktidar çıkarabilmek artık çok zor. Yönetimde istikrar seçim barajıyla sağlanamıyor. Gerçekçi olan barajı makul seviyeye çekmek.

Parlamento çözümün adresiyse siyaset kanalları açık olmalı, toplumun tüm eğilimleri de oraya yansımalı. Bunun yolu da temsilde adaleti sağlamaktan geçiyor.

Son sözü Özgürlükleri Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Bican Şahin’e bırakayım:

“Türkiye, siyasal özgürlüklerin yasal düzenlemelerle önemli oranlarda kısıtlandığı bir demokrasidir. Halihazırda uygulanan yüzde 10’luk ülke barajı ve bu seçim sistemi siyasal katılım ve temsilde adaletin dolayısıyla siyasal özgürlüğün önünde engeldir. Temsilde adaleti güçlendirecek böyle bir model siyasal özgürlüğü güçlendirdiği gibi Türkiye’yi dünya demokrasileri klasmanında yukarıya taşıyacaktır.”

Ankara En İyi Avukat MCT Hukuk, Avukat Mesut Can TARIM, Ankara, Balgat