Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında Şah Fırat Harekatı’nı ağır
sözlerle eleştiren MHP lideri Devlet Bahçeli’ye çok sert sözlerle yüklendi,
“Sen, şimdiki Genelkurmay Başkanı’nın atılacak tırnağının bir tek
paresi bile olamazsın.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı
Sarayı’nda muhtarlarla bir araya geldi. Gündemi yoğundu, Şah Fırat
Operasyonu’ndan Başkanlık Sistemi tartışmalarına kadar birçok konuda
yorum yaptı. İşte o açıklamaların satırbaşları:
“Bugüne kadar milletimle arama kimsenin girmesine müsaade etmedim, bundan
sonra da etmeyeceğim. Bunlar yıllarca millete rağmen ülkeyi yönetmeye alışmışlar.
Kimi zaman tek parti, kimi zaman darbeyle, vesayet sisteminin unsurlarıyla
ülkenin iliğini sömürenler, hala milletin tercihine saygı duymayı öğrenemediler. Üç
dönem başbakanlık yapmış olmam, şimdi de cumhurbaşkanlığı görevinde
bulunmam onlar için kabus.
Ana muhalefet partisi genel başkan yardımcısı ‘O gazetelerin hepsine el
koyacağız’ diyor. O gazeteler dediği kendi gönüllerinin istediği gibi yayın
yapmayan gazeteler. Sorsan onlar demokrat, ben diktatörüm. Gerçi bu zorbalık
onların genlerinde var. Yani işinize gelmeyen yayın organlarını, mahkeme
kararıyla falan değil, bakanlar kurulu kararıyla onlara ait böyle bir düzenleme.
Yetki de matbaa Umum müdürlüğüne bırakılmıştı tek parti döneminde.
Yıllarca memleketi bu şekilde yönetmeye alıştıkları için şimdi iktidara geldiklerinde
yine aynısını yapabileceklerini sanıyorlar.
Eğer bu muhalefetin ağzına baksaydık, Allah muhafaza biz yine orada yine
operasyon yoluna gitseydik belki de bu kardeşlerimzin bir kısmı bugün hayatta
olmayabilirdi. Siyaset duygusallık götürmez. Siyaset akılla bilimle tecrübeyle
yapılan bir iştir. Onun için insanı yönetme sanatıdır siyaset. Öyle heyecan verelim,
birileri gaz versin, bu gazla beraber yürü böyle şey olmaz… Hamd
olsun Musul’da başkonsolosluğumuzdaki kardeşlerimizi nasıl alıp geldiysek
burada da dikkatli olmamız gerekiyordu, burada da bizim 39 askerimiz var.
Oğuzhan binbaşı ve oradaki ekibi bizim oradan, görev yapacak olan yavrularımızla
gayet güzel şekilde tereyağından kıl çeker gibi halletmemiz gerekiyordu.
Birilerinin bu konuda olumsuz algı oluşturmak için yoğun çaba sarf ettiğini
görüyoruz. Bu konuda söylenen sözler cehalet boyutunu aştı, iftira boyutunu aştı.
Halbuki mesele o kadar açık net o kadar ortada ki. Bölgede büyük bir
karmaşa ve çatışma ortamı var. Bizim de orada askerlerimiz bulunuyor. Ortalık
böyleyken, toz dumanken bizim burada askerlerimizi bile bile ateşe atmanın bir
anlamı var mı? Yok. Biz de ne yaptık, bu noktada Suriye içerisinde
bizim farklı bir alana farklı bir yere burayı taşımamızın faydalı olacağı kanaatini
verdik. Bu manevi emanetin Süleyman Şah Kabri’ni bizler Suriye sınırları
içinde bir başka yere naklettik. Ülkemize çekip almadık. Akıl ve vicdan sahibi kim
buna karşı çıkabilir?
Açık söylüyorum, bunlar ancak ülkesine yabancılaşmış bir zihniyetin kalkıp da
genelkurmay başkanımıza, akla hayale gelmemiş ifadelerle saldıran bu zat, önce
aynaya bir bakması lazım. Sen şu anda genelkurmay başkanımızın atılacak
tırnağının bir paresi dahi olamazsın.
Terörle mücadele diyorsun. Senin bu zaman kadar yaptığın bir şey var mı? Bizim
genelkurmay başkanımız, askerlerimiz dağlarda taşlarda bunlar görev yaptılar.
Sen sadece Ankara’dan kuru sıkı atıyorsun.
Erdoğan, muhtarlara hitap ederken İç Güvenlik Paketi’yle ilgili ilginç bir
detayı da paylaştı. Büyükşehirler de köy iken mahalleye dönüştürülen yerlerin
muhtarlarına evlendirme yetkisinin verileceğini söyledi.